Kuznetsov’a göre dünkü zirvenin özel yanı, ağustosta ve eylül başlarında Suriye’nin kuzeyindeki durumun değişmesi nedeniyle özellikle İdlib bölgesindeki durumu netleştirmekti. Bunun öncesinde Suriye ordusu bölgedeki ilerlemiş ve sonuçta Hama’nın kuzeyini ve stratejik öneme sahip Han Şeyhun kentini kontrol altına almıştı.
Rus uzman, bu gelişmelerin, Türkiye’nin İdlib’deki nüfuzunu yitirme ve ülkeye yeni bir göç dalgası başlama gibi bir tehlikeyle karşı karşıya getirdiği için Türk yönetimini endişelendirdiğine dikkat çekti:
“Görünüşe göre Rus ve Türk liderler, bir takım uzlaşmalara vardı, zira Cumhurbaşkanı Erdoğan İdlib’de insani bir felaketin önlendiğini belirtti. Yani taraflar işbirliği yapma konusunda anlaştı. Fakat Rus liderin, Rusya’nın İdlib’deki silahlı örgütlerin yok edilmesine destek vermeyi sürdüreceğini söylemesi ve Türkiye Cumhurbaşkanı’nın buna karşı gelmemesi dikkat çekici”.
'SURİYE'NİN AŞAMALAR HALİNDE İDLİB'İN ÜZERİNDE KONTROLÜ GERİ KAZANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM'
Zirvede tarafların İdlib’le ilgili anlaşma sağladıklarına ve en önemlisi de, ağustos sonunda neredeyse gerçekleşen, Suriye ve Türkiye ordularının İdlib’de doğrudan karşı karşıya gelmesi gibi çok acı verici bir süreci önleme konusunda ortak karar aldıklarını vurguladı: “Bir uzlaşmaya varıldığı ortada ve ben, Suriye’nin aşamalar halinde İdlib’in üzerindeki kontrolü geri kazanacağını düşünüyorum. Muhtemelen orada bulunan Türk askerler, gözlem noktaları ve Türkiye yanlısı örgütler için özel koşullar belirlendi.”
Suriye’deki çözüm sürecinin dışarıdan etkilenmesinin önlenmesinin önemine vurgu yapan Kuznetsov, Putin’in anayasa komitesinin çalışmalarına dahi dışarıdan etki olmamasının önemli olduğu ve siyasi çözümün aktörlerinin dış ellerin maşası haline gelmemeleri gerektiği yönündeki açıklamasına atıfta bulundu: “Bu, Astana sürecine paralel olarak Cenevre sürecinin de devam ettiği anlamına geliyor. Yani Avrupalıların ve Amerikalıların çabaları, ağırlık merkezinin Cenevre'ye kaydırılmasını ve Suriye'nin kaderine yalnızca Batı yanlısı siyasi güçlerin ve göçmen muhaliflerin karar vermesini amaçlıyordu. Gelişmelere bakılırsa taraflar, böyle bir dış etkiye izin verilmemesi konusunda anlaşmaya vardı.”
Çeviren: Erkan Kurtuluş