Yönetim, ‘çok seslilik ve kapsayıcılık’ adına bu kararın alındığını belirtti, ayrıca ‘Altın Çağ’ kelimesinin o dönem istifade ettikleri kesimler için ‘adaletli’ olmadığını vurguladı.
Müze ayrıca bu ay içinde bir sempozyum düzenleyerek döneme dair ‘anlatılmamış hikâyeleri’ paylaşacak.
‘TERİM OLUMSUZ YÖNLERİ YOK SAYIYOR’
Müzenin direktörü Judikje Kiers de, “Bunlar uzun bir süreçteki önemli adımlar. Ortak tarihimize dair karanlıkta kalmış hikâyelerin açığa çıkartılması için şehrimizdeki insanlarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
'GEÇMİŞİ SİLMEK SAÇMA'
Müzenin ‘tamamen aklını yitirdiğini’ savunan Zohair el Yassini, “Önce sokak tabelalarını değiştirmek zorunda kaldık, sonra sıra heykellere geldi ve şimdi de tüm Altın Çağ mı çöplüğe gidiyor? Tarihi baştan yazmak istemek biraz korkakça” dedi.
Hükümet ortağı Hristiyan Demokrat Parti (CDA) Sözcüsü Michel Rog da ‘kelimelerle anlatılmayacak kadar gülünç’ eleştirisinde bulundu.
Rog, “Geçmişi silmek saçma. Altın Çağ’ın aynı zamanda olumsuz tarafları da olduğunu açıklayın, bunda yanlış olan bir şey yok” diye konuştu.
İLK ‘EYLEM’ DEĞİL
Sömürge döneminde 1636-1641 yılları arasında, Hollanda'nın Brezilya'daki topraklarının valiliğini yapan Prens Johan Maurits van Nassau-Siegen’den hareketle Mauritshuis adını alan müze de geçen yıl kurucusunun büstünü kaldırmıştı. Başbakan Mark Rutte de müzeyi ‘bugünün bakış açısıyla geçmişi yargıladığı’ gerekçesiyle eleştirmişti.
Mauritshuis, Vermeer’in ‘İnci Küpeli Kız’ tablosu gibi Hollanda’nın önemli eserlerine ev sahipliği yapıyor.