“Her halükarda tüm bunları kısa zamanda başarmak zor. Teslimat öncesinde de tam eğitim verilse de doğrudan sistemlerin konuşlandırıldığı yerde verilen eğitimin de kendi özelliği var. Sistemler, belli coğrafi bölgede faaliyet gösterecek. Söz konusu dağlık bölge olduğu için ayrıca operasyon olanaklarının da düşünülmesi zorunluluğu var. Tamamen özel kullanım alanları da söz konusu olabilir. Ülkenin farklı yerlerinde birkaç farklı konum, yer değiştirme de söz konusu olabilir. Tüm bunlar ek konular. Yani eğitim yelpazesi çok geniş. Muhtemelen doğrudan Türkiye topraklarında atış talimini de içerebilir, bu olması gereken bir şey. Süreç oldukça uzun. Tüm bunlar eğitim ve operasyona hazır duruma getirme kavramı içinde yer almalı”.
'S-400 İŞBİRLİĞİ ÇOK DAHA DERİNLEŞEBİLİR'
Askerlerin, teçhizatın kendisi dışında, S-400’ün kullanabildiği füzeleri de incelemesi gerektiğine işaret eden Ponomarenko, bu konunun doğrudan Türkiye-Rusya anlaşmasında belirtildiğini hatırlattı.
Türkiye’nin ilgi duyması durumunda S-400 işbirliğinin çok daha derinleşebileceğine dikkat çeken uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada farklı seçeneklerin olabileceğini düşünüyorum. Türkiye’nin öncelikli talepleri, istedikleri belli bir takımı öngörüyor. Ama zannımca bu süreç içinde henüz kapanmayan şeyler, bu sistemlerle donatılan Türk birliklerin beklenmedik bir şekilde karşı karşıya kalabileceği tehditler çıkabilir. Bu durumda bir çeşit yardım isteyebilirler. Belki de eğitimini almadıkları başka türlü hedefler çıkabilir. Tüm bunlar olabilir. Hatta satış sonrası servis kapsamında ek ikmaller söz konusu da olabilir. Küçük değişiklikler sayesinde müşterinin istediği bazı özellikler iyileştirilebilir ve eğer Rus tarafı bunu mümkün bulursa bu seçenek ihtimal dahilinde”.