Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Çekya Başbakanı Anrej Babis ortak basın toplantısı düzenledi.
İki lider daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan ve Babis, Çek gazetecinin "İdlib'de rejim ve Rus güçleri tarafından bombardıman sürüyor, Avrupa Birliği'nin Şam'da elçilik alan son ülkesi olarak sivil halkın zarar görmemesi için ne yapabiliriz? Göçmenlerin Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçmesini önlemek için ne yapmak istersiniz?" sorusuna şu yanıtları verdi:
Babis: Büyük bir ülke değiliz ama birçok fikre sahibiz bu konuda. Cumhurbaşkanı ile bunu istişare edebildiğimiz bir fırsattı bu. Macron ve Merkel geldiler, ertesi gün yanılmıyorsam İstanbul'a gidiyorlardı. Burada Erdoğan ve Putin ile buluştular. Ancak sanıyorum ki belli başlı bir çözüm masada yok. Erdoğan'ın çözüm önerisini çok önemli buluyorum. Türkiye "Bize para gönderin" değil, "Burada güvenli bir bölge yapılsın. Buraya yatırım yapılsın, okullar, evler yapılsın" diyor. Biz güçlü bir ülke değiliz, ABD'nin, Türkiye'nin, Avrupa'nın el atması gereken bir konu bu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın önerileri takdir görüyor ancak bunun sonu getirilmedi. Budapeşte'de yarın Orban ile bu konuyu görüşeceğim ve Avrupa'da bu konuda bir tartışma başlatmak istiyorum. Elbette elçiliğimiz var ama burada önemli olan barışın gelmesi. İnsanların ölmesinin son bulması gerekiyor ki göçmenler geri dönebilsin. İleride Avrupa Birliği'nin (AB) yeni bir politikası olabilir ve bizim buna angaje olacağımıza inanıyorum.
Erdoğan: Avrupa Birliği'nin (AB) bize verdiği sözler var. Bunlar bizim milli bütçemize verilecek bir destek değil. Kızılay'a, AFAD'a verilecek destekle çadırlardan tutun konteyner kentlere kadar birçok konuda verilmesi gereken destekti. Bizim yaptığımız yatırım 40 milyar doları buldu. AB'nin desteği 3 milyar euro'yu bile bulmadı. Biz bu dört milyon insana elimizden gelen desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz. Az önce sayın Başbakan'ın da ifade ettiği gibi bir güvenli bölge teklifimiz var. Bu teklif Obama döneminde de masadaydı, Trump döneminde de kendilerine teklif ettik. Almanya ile, Fransa ile de görüştük. Hepsi de "Çok güzel" dedi. Peki yapılacak olan ne? Tacizler, tehditler, malum Güney'den zaman zaman yapılıyor. Bunlara karşı atmamız gereken adımları atıyoruz. İdlib'deki son gelişmeler, son iki gün içerisinde ABD'nin de burayı bombalama işlemleri içerisine girmiş olması ve 700 insanın burada ölmüş olması... Tabii burada militanlar da olabilir, ama artık İdlib yavaş yavaş yok oluyor. Halep nasıl yok olduysa, yerle yeksan olduysa İdlib de böyle bir durum içerisinde. Tüm bunların karşısında sessiz kalmak mümkün değil. Rusya ile görüşmelerimizi yapıyoruz. Önümüzdeki ay Rusya-İran-Türkiye görüşmesi var. Hedefimiz Cenevre'den önce bazı adımları atmak.
