Bu tür görüşmelerin ihtilaflı konularda ortak zemin arayan her iki ülkenin de uzun vadeli stratejisi olduğunu belirten Volodin, ayrıca her iki ülkenin de İdlib’de önlerinde uzun ve sıkı bir çalışma olacağını bildiklerini kaydetti.
Volodin, "Tüm bunlar uzun vadeli politika, bir anlık ya da bir adımlık politika değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere diplomatlar bunu çok iyi biliyor. Türkiye ile Suriye’de ve komşu bölgelerde çıkarlarımızın yüzde 100 örtüşmediği de herkese açık olan bir sır. Bana göre Putin ve Erdoğan arasındaki görüşmenin önemi, tarafların sürekli olarak pozisyonlarını kontrol etmesi, karşılaştırması ve ortak zemin arıyor olmasından meydana geliyor" diye konuştu.
Hiç kimsenin Erdoğan’ın fuara gelerek Putin’le görüşüp tüm sorunları çözmesini beklemediğini kaydeden Volodin, ‘bunun hem Türkiye’nin, hem de Rusya’nın uzun vadeli stratejisi olduğunu ve görüşmenin çıkar uyuşmazlığı nedeniyle istenen sonucu vermediğini söylemenin kökten yanlış olduğunu’ vurguladı.
"Türkiye ve Rusya, önlerinde uzun ve sıkı bir çalışma olacağının farkında. İdlib’le ilgili zorluklar öngörülecek türdendi. Bu bölgede kolektif bir güvenlik sisteminin var olması hem Türkiye’nin, hem de Rusya’nın çıkarına. Türkiye kendi gerekçeleri doğrultusunda Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını istiyor. Rusya da aynı şeyi istiyor. Fakat bu bölgedeki somut çıkarlar ayrışıyor ve tarafların tutumlarını birleştirme süreci kendi içinde çok önemli. Görüşmeler, askeri eylemlerden iyidir."