Sexting olarak bilinen, erotik ya da cinsel içerikli mesaj, video ve fotoğrafların teknolojik cihazlar kullanılarak partnerle paylaşılmasına dair yapılan son araştırma ilginç veriler ortaya koydu. Daha önce “bütün kötülüklerin sorumlusu” olduğu sanılan sextingin, sanıldığının aksine geçici ilişkilerde değil daha çok ciddi ilişkilerde ortaya çıktığı belirlendi.
İLİŞKİLERDE KAYGILI OLMANIN NEDENİ NE?
İlişkilerle ilgili temel teorilerden biri ‘bağlanma teorisi’. Buna göre, insanların çocukken kendilerine bakmakla yükümlü kişilerle kurduğu bağlantı biçimi, yaşamın ilerleyen dönemlerinde ilişkilere nasıl yaklaşıldığına şekil veriyor.
Eğer bakıcı, yani çoğunlukla anne baba, ihtiyaçlarınıza duyarlıysa ve bunları karşıladıysa ‘güvenli bağlantı’ geliştiriyorsunuz. Bu deneyim, ilişkilerin güvenli ve karşılıklı olduğunun öğrenilmesini ve bağlanma kaygısının düşük olmasını sağlıyor.
SEXTİNGİN NEDENİ İLİŞKİ KAYGISI OLABİLİR Mİ?
Araştırmacılar, yalnız kalmaktan ya da bir partnerle ilişkiden korkan ve aynı zamanda kaygılı, güvensiz bağlanma biçimine sahip kişilerin sexting yapma olasılıklarının daha yüksek olup olmadığını incelediler.
Bu kapsamda, evli olmayan, heteroseksüel 459 üniversite öğrencisine internet ortamında çeşitli sorular yöneltildi. Katılımcıların yarısını sevgilisi olmayan kişiler, yüzde 71’ini ise kadınlar oluşturdu.
Bilim insanlarının tahminlerinin aksine, güvensiz bağlantı kuran kişilerin değil, güvenli bağlantı kuranların sexting yapma ihtimalleri daha yüksek çıktı. Buna göre sextingi anksiyete değil, yakın ilişki kurmakta zorlanmamak, güven gibi olumlu duygular tetikliyor.
Ancak yakın ilişkilerde rahat olan yani güvenli bağlanma stiline sahip kişilerde “partnerim ne düşünür” sorusu da sexting yapılmasının nedenleri arasında.
Özetle partnerinin isteklerini karşılamaya çalışan kişiler, yakın ilişki kurmakta daha rahat oldukları için sexting yapmaya eğilimliler ve bu iletişim biçimi gündelik değil ciddi ilişkilerde ortaya çıkıyor.