Moskova’nın bölgedeki güvenliğin güçlendirilmesi adına sunduğu önlemlerin arasında, dış ülkelerin bölgedeki askeri varlıklarının kısıtlanması, silahsız bölgelerin kurulması, özel iletişim hatların kurulması, askeri tatbikatlar, silah alımları ve silahlı kuvvetler hakkında ön bilgi paylaşımı bulunuyor. Moskova ayrıca Rusya, ABD, Çin, Hindistan, Avrupa Birliği’nin (AB) ve ilgili diğer ülkelerin dahil olacağı güvenlik teşkilatının kurulmasını önerdi.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) Program Koordinatörü Ruslan Mamedov, Sputnik’e verdiği demeçte Rusya’nın bu girişiminin uygulanabilirliğini irdeledi. Rus uzman, bu türden önerilerin daha önce sunup sunulmadığı ve Rus konseptinin özelikleri gibi sorulara da yanıt aradı.
'RUSYA, TÜM BÖLGE VE BÖLGE DIŞINDAN ÜLKELERLE YAPICI DİYALOĞA HAZIR'
Mamedov, “Bu konseptte tamamen haklı olarak bölgenin taşıdığı tehditlere dikkat çekildi. Konsept bu bağlamda öncelikle enerji güvenliği ile ilgili meydan okumalara yoğunlaşıyor. Belgede, Basra Körfezi’ndeki güvenlik sisteminin ileride Ortadoğu’daki genel güvenlik sistemine dahil edilebileceği belirtiliyor. Bu yaklaşım belli bir düzeyde tüm bölgeye yönelik genel bir güvenlik sisteminin oluşturulması yönünde kademeli adımlara doğru ilerlendiği anlamına geliyor” dedi ve şöyle devam etti:
'KOLEKTİF GÜVENLİK SÜRECİNİ BALTALAYACAK ÇOK FAKTÖR VAR'
Bölgedeki kolektif güvenliğinin tesis edilmesi ile ilgili Rusya’nın sunmuş olduğu bu kapsamlı yaklaşımın tüm ilgili ülkeler tarafından desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Mamedov, güvenin sağlanması için küçük adımlarla genel bir kolektif güvenlik sistemine ulaşılmasını olanak sağlayacak ilk unsurların da gerekli olduğunu kaydetti.
'BÖLGENİN İÇİNDEN GELEN GİRİŞİMLERE DE DAYANIYOR'
“Örneğin İran, Körfez bölgesindeki tüm sorunların Körfez ülkeleri, yani Irak ve İran gibi monarşiler tarafından çözülmesi gerektiğini birçok kez dile getirmişti, fakat böyle bir şey olmadı. Çaresiz kalan Tahran, en azından saldırmazlık paktının imzalanmasını önerdi. Bu adım da güvenin kurulması için temel oluşturup ileride bir tür kolektif güvenlik sistemine dönüşebilirdi. Fakat şimdiye kadar bu da yapılmadı. Bu sürece, ABD’nin şu anki yönetiminin İran’ın tüm girişimlerini boğmaya ve Tahran’ı bölgedeki güvenliği tesis etme görüşmelerinden çıkarmaya yönelik politikaları engel oluyor. Amerikalıların bölgedeki kolektif güvenlik konusunda kendi görüşleri var, Arap NATO’sunun kurulması. Fakat bu girişimler bölgedeki mevcut durum dikkate alındığında başarısız olmaya mahkûm. Belki de gerçek, bu iki fikir arasında bir yerlerde, yani Arap NATO’sunun kurulması ile İran’ın kolektif güvenlik fikirlerinin arasında bulunuyor.”
Mamedov, “Rusya’nın konsepti, çok sayıda sorun ve olumsuz faktörün olduğu koşullarda zor olsa da, bu iki fikri barıştırma olanağı sunuyor. Genel olarak Rusya’nın önerdiği diyalog gerekli ve bu girişimin önem taşıyan olumlu unsuru, Moskova’nın hem bölge, hem de bölge dışından olan aktörlerle diyalog kurmaya yönelik çabalarıdır” ifadelerini kullandı.