Nano-parçacık kullanımı, kanser hastalıklarının teşhis ve tedavisinde oldukça sık tercih edilen bir yöntem. Söz konusu parçacıklar polietilen glikol gibi belli başlı polimerleri istila ettikleri takdirde, damar yolları içerisinde serbestçe dolaşarak tümörlü bölgeye yayılabilecekler.
Nano-parçacıklarının floresan emisyonu gibi optik ışınlar aracılığıyla vücut dokularında tespit edilmesi mümkün. Bu yöntemle de tümörün biriktiği bölge bir nevi aydınlatılarak, kolaylıkla tespit edilebilir hale geliyor. Ayrıca nano-parçacıklar tümörlü doku üzerinde iyileştirici etki de yaratabiliyor.
Nano-parçacıklarının floresan emisyonu gibi optik ışınlar aracılığıyla vücut dokularında tespit edilmesi mümkün. Bu yöntemle de tümörün biriktiği bölge bir nevi aydınlatılarak, kolaylıkla tespit edilebilir hale geliyor. Ayrıca nano-parçacıklar tümörlü doku üzerinde iyileştirici etki de yaratabiliyor.
İnsan vücudunun biyolojik yapısıyla en uyumlu ve en güvenli inorganik maddelerin başında silikon gelir. Bu sebeple kanserli hücrelerin tedavisinde de en etkin yöntem silikon nano-parçacıklar kullanılır. Zira yayacakları ışınlar, ultrason ve radyo frekansı dalgaları; kanserli hücrelerin ölmesine yol açar.
Araştırmayı yöneten Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi’nde fizik mühendisi olan Andrey Kabaşin’in yaptığı açıklamaya göre söz konusu araştırmalar, tümör nedeniyle bozulan doku ve hücrelerin üç boyutlu olarak yeniden onarılmasına olanak sağlayacak.
Söz konusu araştırmaların silikon nano-parçacıkların kanser hastalığının tedavisi için yeni bir yöntem olarak karşımıza çıkmasına önayak olacağı düşünülüyor.