Türkiye, kendisine yöneltilen bütün tehditlere rağmen, S-400 hava savunma sistemi kararlılığından geri adım atmadı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle “tarihin en önemli anlaşmasını” hayata geçirdi. Bunun sonucu olarak da S-400 uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi malzemelerinin Türkiye’ye sevkiyatı son hız sürüyor. Milli Savunma Bakanlığı’nın aktardığı en güncel bilgiye göre, malzemelerin sevkiyatı kapsamında şimdiye dek 8 uçak Mürted Hava Üssü’ne inmiş durumda. Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Tarihimizin en önemli anlaşması, bu anlaşmadır" dediği S-400 anlaşması kapsamında ABD’nin Türkiye’yi hedef alacağı olası yaptırımlar karşısında Türkiye, hangi adımları atacak? Ya da hangi adımları atmalıdır? Konuyu, Türkiye Stratejik Analizler Merkezi (TÜRKSAM) ekonomi uzmanı Şevket Apuhan ve SüperHaber yazarı gazeteci Ceyhun Bozkurt, Sputnik'e değerlendirdi.
‘S-400 ANLAŞMASI, ABD’NİN 70 YILLIK AVRASYA’YI ELE GEÇİRME PLANLARINI TARUMAR EDECEK GÜÇTE’
Gazeteci Bozkurt, S-400 anlaşmasının, Türkiye’nin bağımsız bir politika izlemesi için önemli adımlar atan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ardından, Türkiye’nin imzaladığı en önemli anlaşma olduğuna işaret ediyor. Bozkurt, Erdoğan’ın “S-400 anlaşması tarihimizin en önemli anlaşmasıdır” sözünü “Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasının Atatürk’ün ölümünden sonraki dönemi kastederek söylediğini sanıyorum. Çünkü Atatürk döneminde Türkiye bağımsız bir politika izlemeye, bölge ülkeleriyle de, Batı ülkeleri ile de bağımsız ilişki kurmaya çalışıyordu. Sonraki süreç bağımlılığa döndü. Bu dönemin en önemli anlaşması diyebiliriz. S-400 askeri bir anlaşmadan çok siyaseten bölgesel ve hatta küresel dengeleri etkileyebilecek bir anlaşma. ABD’nin 70 yıldır oluşturmaya çalıştığı Ortadoğu politikalarını, Avrasya’yı ele geçirmeyi amaçlayan Kenar Kuşak Teorisi stratejisini tarumar edebilir. Yani Amerikan yönetimindeki ekip aslında Türkiye’ye düşmanca saldırarak kendi kuyusunu kazıyor. Bunu yaparken de aynen bir devin ölümünde çevreye saldırarak vereceği tahribatı veriyor. Bu çerçevede S-400 anlaşması, küresel dengeleri etkileyebilecek tarihi bir anlaşmadır” diye yorumladı.
‘S-400’LER TÜRKİYE’Yİ ATLANTİK DÜZENİNDEN KURTARACAK NİTELİKTE’
TÜRKSAM uzmanı Apuhan’a göre ise S-400 anlaşması “Tarihimizin en önemli anlaşması olmasa da, en önemli anlaşmalarından biri”. Apuhan “Türkiye’nin kendisine sürekli kumpas kuran, toprakları üzerinde ameliyata kalkışmak için planlar yapan Atlantik düzeninden kurtularak, yeni kurulan dünyada yeni yerini almasıyla ilgili S-400’lerin savunmadan daha önemli sembolik bir değeri, önemi olduğu aşikar. Bu açıdan, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da S-400’lerin ne anlama geldiğini, yani savunma sisteminden de ötesi olduğunu Türkiye için vurgulaması doğru bir çıkış” dedi.
‘ABD DE HAFİF VEYA SERT HANGİ YAPTIRIMI UYGULARSA UYGULASIN, TÜRKİYE BUNUN ALTINDA KALMAMALI’
Peki, olası yaptırımlara Türkiye’nin tepkisi ne olmalı? Hem Bozkurt hem Apuhan, Türkiye’nin kendisini hedef alan olası yaptırımlara karşılık vermesinin önemine işaret ediyor. Amerikan yaptırımlarının olası kapsamının sorulması üzerine Apuhan “Eğer ABD, basit yaptırım kararı verirse; bu anlaşmada imzası olan bazı şahısların, şirketlerin Amerika’daki mal varlıklarının dondurulması ve bu şahısların Amerika’ya ziyaretlerinin engellenmesiyle sınırlı olur. Trump da böyle hafif yaptırımdan yana. Ancak Amerikan Kongresi’nin etkisiyle daha sert yaptırım senaryosu gerçek olursa, o zaman Türk şirketlerinin Amerikan ticari sisteminden dışlanması, yani dolar ile işlem yapamayacak olması söz konusu olabilir. Ancak ben böyle bir yaptırımı öngörmüyorum. Çünkü Amerika Türkiye’yi tamamen kaybetmeyi göze alamaz” diyor ve devam ediyor:
“Ancak ister ağır isterse hafif yaptırımlar olsun, Türkiye de birebir aynı yaptırımları Amerika’ya karşı uygulamalıdır. Yani, Amerika en hafif yaptırımda da bulunsa, bazı şahısların, şirketlerin mal varlıklarını dondursa, bazı şahısların kendi ülkesine olan seyahatlerinin önüne geçmeye çalışsa, aynısını Türkiye de Amerika’ya karşı yapmalıdır. Şüphesiz, bunun altında kalmamalıyız.”
‘WASHINGTON SERT YAPTIRIMLAR GETİRİRSE, ANKARA DA ÜSLERİNİN KULLANIMINI ABD’YE KAPATABİLİR’
Bozkurt’a göre de, Türkiye’ye bir dizi yaptırım uygulamaya hazırlanan ABD’ye karşı Türkiye’nin de ABD’yi hedef alan adım atması kaçınılmaz. Bozkurt “Her ne kadar ABD Başkanı Trump, G-20 zirvesinde Türk heyetine ‘yaptırım olmayacak’ sözü verse de ABD’de sözünü ettiğimiz ekip hemen o konuda yanıt vermiş, ‘yaptırım olacak’ mesajı göndermişti. Önümüzdeki günlerde yaptırımlar açıklanacaktır. Bunlar bilindiği üzere CAATSA ve F-35 uçakları üzerinden yapılacaktır. Ayrıca ekonomik operasyonlar da gündeme gelecektir. Yine bağlantılı bir şekilde Türkiye’yi terör örgütleri, Doğu Akdeniz ve Suriye üzerinden darbelemeye çalışacaklardır. Diğer yaptırımlara direnç gösterilebilir. Örneğin Türkiye ABD için Irak ve Suriye’de maliyetleri çok artırabilir. Ayrıca çok sayıda üssümüz ABD tarafından kullanılıyor. ABD’nin Ortadoğu operasyonları açısından hayati önemde olan Ortadoğu operasyonlarında bu üsler son derece önem arz ediyor. Washington çok sert bir süreç işletirse Ankara’da bu üslerin kullanımını engelleyebilir. Yine Doğu Akdeniz ve Suriye’de ezber bozacak birkaç hamle yapılırsa ABD’nin elinin çok zayıflayacağını söyleyebilirim. Türkiye’nin en yumuşak karnı ise ekonomi. Bu konuda yapısal reformlardan çok Türk ekonomisini boyunduruktan kurtaracak köklü hamleler gündeme gelebilir” diye ekledi.