MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI YILMAZ: BU BİR SAVUNMA SİSTEMİDİR, HAZIRLIKTIR, AMACIMIZ BARIŞTIR, HUZURDUR
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz öncelikle “hayırlı, uğurlu olsun diyorum” ifadelerini kullanırken, “Ülkemizin savunmasına katkı yapacağı değerlendirilen bu yeni sistemin ülkemize hayırlı olmasını, huzur ve barış getirmesini diliyoruz. Çünkü bizim genel kültürümüzde vardır, barış ‘sulh-ü salah’ cenge hazır ol, derler. Dolayısıyla bu bir savunma sistemidir, bu bir hazırlıktır, amacımız barıştır, huzurdur” diye konuştu.
KİRAZOĞLU: KONU ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ
Türkiye’nin güvenliği konusunda pek çok teknoloji silah alımının bazı ülkeler tarafından engellendiğini kaydeden Kirazoğlu, “Biz Türkiye’nin ulusal güvenliğini düşünmek zorundayız. Yapılmış bir anlaşmanın ve atılmış imzaların geri dönüşü, hele de bu konu ulusal güvenlik meselesi ise mümkün değildir. Grubumuz, meclisimiz bu konuda ulusal güvenliğimizin etrafında birleşmektedir” diye konuştu.
“FARKLI OPSİYONLARI AYNI ANDA DEĞERLENDİRMEK ZORUNDASINIZ”
Kirazoğlu, Türkiye’nin coğrafyasının jeopolitik olarak üç kıtanın tam merkezinde ve dünyanın en sıcak bölgesinin en uzun sınırlarına sahip komşusu olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla konu ulusal güvenlik olunca bütün seçenekleri göz önüne alıp müttefiklerimizle birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Bu çerçevede de ulusal güvenliğimiz, çıkarımız neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz. Teknoloji, savunma sistemleri, saldırı sistemleri gelişiyor ve birden fazla versiyonları var; her bir ülke ve her bir tehdit unsuru farklı bir saldırı üstünlüğüne sahip olabiliyor. Bu nedenle farklı opsiyonları aynı anda kullanmak, değerlendirmek zorundasınız. Biz savunmamızı seçeneklendiriyoruz, farklı tehditlere karşı farklı savunma sistemleri geliştirmek noktasında bir arayış içindeyiz. Bunu da uluslararası hukuka uygun bir şekilde yapıyoruz.”
“NATO AÇISINDAN BİR TEHDİT YOK”
Kirazoğlu, S-400’lerle ilgili Türkiye’nin üyesi olduğu NATO bağlamındaki tartışmalara işaret ederken, Türkiye’nin en güçlü ikinci orduya sahip ülke olarak NATO’nun en önemli müttefiklerinden biri olduğunu belirtti. Kirazoğlu, “NATO’ya olan bağlılığımız, bütün ilişkilerimiz devam ediyor. Zaten bizim tezimiz, herhangi bir şekilde NATO açısından da bir tehdit oluşturmayacağı. Buna ilişkin tüm teknik bilgiler, analizler de endişe duyan bütün taraflara iletilmiştir. Bu konuda hükümetimiz gerekli hassasiyeti göstermekte” diye konuştu.
TBMM İçişleri Komisyon Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç de, S-400’lerin teslimatıyla ilgili “Türkiye attığı her adımda özgür ve bağımsız ve bir ülke olduğunu gösteriyor dünyaya ve devam etmesi gerekiyor” diye konuştu. Güvenç, ABD’den gelen yaptırım açıklamaları konusunda da “Çözeriz diye düşünüyorum, görüşmeler yoluyla” değerlendirmesinde bulundu.
TURAN: FETÖ DARBESİNİN YÖNETİLDİĞİ ANA MERKEZLERDEN AKINCI ÜSSÜNE KONMASI YERİNDE BİR MESAJ
Türkiye’nin hava savunma sistemi konusundaki açığını da Rusya ile 2017 yılında imzalanan anlaşmayla, S-400 ile kapatmak istediğini ve bundan daha normal ve doğal bir şey olmadığını ifade eden Turan, “Uzun tartışmalara, zaman zaman komik hezeyanlara da yol açan bu anlaşma imzasından sonra bugün S-400’lerin ilk teslimatı gerçekleşti. Vatanımızı ve milletimizi hedef alan, hain FETÖ darbesinin yönetildiği ana merkezlerden Akıncı üssüne konması da yerinde bir mesaj” diye konuştu.
“TÜRKİYE, KENDİ GELECEĞİNE KENDİSİ KARAR VERECEK GÜCE SAHİPTİR”
AK Partili Turan, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik olarak bağımsız bir ülke olduğunu kaydederken, “Türkiye, kendi geleceğine kendisi karar verecek güce ve dirayete sahiptir. Biz bölgemizde ve dünyada her zaman barışın ve huzurun daim olmasını isteriz. Ancak yaşanan gelişmeler sonucunda bin 300 kilometre uzunluğundaki güney sınırımızdan gelen tehditlere karşı vatanımızı ve milletimizi korumak zorundayız” dedi.
Süreç içinde ABD’den gelen ültimatom niteliğindeki çıkışlara işaret eden Turan, “S-400’lerin alınmasını kendi çıkarları açısından doğru bulmayan bazı ülkelerin Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanımızı hedef alan talihsiz açıklamaları, güvenliğimizden daha önemli ve değerli değildir. Ekonomik ambargo, siyasi baskı dönemleri Türkiye için geride kalmıştır” diye konuştu.
“HAVA SAHAMIZI TEHDİT EDEN UNSURLARA KARŞI KULLANILACAKTIR”
Türkiye’nin son dönemlerde milli bir atakla kendi silahını, kendi tankını, helikopterini üretir seviyeye geldiğini kaydeden Turan, “Afrin ve Fırat Kalkanı’ndaki askeri başarının arkasında kendi milli silahlarımızın ve ekipmanlarımızın payı büyük. Türkiye’nin askeri gücüne güç katacak olan S-400’ler elbette birilerinin uykusunu kaçıracaktır ancak herkes bilmelidir ki Türkiye’nin aldığı bu sistem bir savunma sistemidir, saldırı sistemi değildir. Hava sahamızı tehdit eden unsurlara karşı kullanılacaktır. Biz baskılara boyun eğecek bir millet değiliz, bu Türkiye’nin kabile devleti olmadığının da bir göstergesidir. PKK’ya, YPG’ye durmadan silah sevkiyatı olurken bizim bunları seyretmemiz, sessiz kalmamız mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin ilk görevi vatan topraklarını her türlü tehdit ve tehlikeden korumaktır” diye konuştu.
PROF. DR. CAŞIN: TÜRKİYE EGEMEN BİR DEVLET OLARAK ANLAŞMA HÜKÜMLERİNE UYDU
İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın’a göre de Türkiye egemen bir devlet olarak S-400 anlaşma hükümlerine uydu ve bu da bu uluslararası hukuka göre ahde vefa kuralı. Türkiye’nin sözünün dinleneceği ve sözünün arkasında olacağının anlaşıldığını ifade eden Caşın, “Burada Cumhurbaşkanımızın liderliği, bütün baskılara rağmen kararlı tutumu Türk milletine güven vermiştir. Aynı zamanda iki karizmatik lider, Sayın Putin ve Erdoğan’ın kimyaları dünya barışı için Türkiye-Rusya ittifakında önemli bir değişiklik getirmiştir” dedi.
“S-400’lerin en önemli özelliği bir savunma silah sistemi olmasıdır ve Rusya en modern silah sistemini bir NATO üyesi olmasına rağmen Türkiye’ye vermiştir” diyen Caşın, bu bağlamda Rusya’nın da algıladığı bir takım riskler olduğunu söyledi.
“ÇOK KUTUPLULUĞU TAKİP EDEN BİR POLİTİKA İZLEYECEĞİNİN İMZASI”
“Bu füzenin alınması dünyanın sonu mudur, hayır” diyen şöyle devam etti:
“Türkiye dünyaya çok önemli bir mesaj vermiştir; stratejik olarak yeni dünya düzeninde Türkiye’nin var olduğunu ve uluslararası ilişkileri açısından çok kutupluluğu takip eden bir politika izleyeceğinin imzasıdır.
“SİYASİ BİR KARAR DEĞİL, ASKERİ ACİL İHTİYAÇ NEDENİYLE ALINDI”
Prof. Dr. Caşın S-400’lerin savunmaya yönelik bir silah olduğunu belirtirken, “Alımı siyasi bir karar değildir. NATO müttefiki ülkeler ve Amerika’dan olumsuz yanıt alınması üzerine askeri acil ihtiyaç nedeniyle Rusya’dan alınmıştır. Hala Amerikan füzeleri ve İtalyan füzesi üzerindeki tedarik ve üretim çalışmaları devam etmektedir” dedi.
S-400’leri almakla Türkiye’nin kararlı duruşunu da dünyaya gösterdiğini kaydeden Caşın, “Ancak en önemlisi şu; füzeler farklı koordinatlarda yerleştirilmek suretiyle Türkiye önemli bir hava savunma yeteneği kazanmıştır. Teslimatın gerçekleşmesinden sonra artık bu hedeflerin operatif hale gelmesi Rus ve Türk subayların, askeri personelin ortak çalışması ile neticelenmiştir. Bu çok önemli bir olaydır. Füzenin ortak üretimi ve teknoloji transferi önceliği olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımız söylemiştir, Sayın Putin de bunu doğrulamıştır. Bundan sonra Türk-Rus iş birliğinin farklı boyutlarla da gelişebileceğine doğru atılmış bir adımla karşı karşıyayız” diye konuştu.
DR. GÜÇLÜER: KONU POLİTİKANIN ÜZERİNDE BİR DURUM
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer de, Türkiye’nin hem Doğu Akdeniz’de hem Ortadoğu coğrafyasında hem de Ege’de çok yönlü stratejik dengelere ulaştığına dikkat çekerek,“Türkiye’nin beka meselesi politikanın üzerinde bir durum, güvenlik sorunu. Doğu Akdeniz’de iki tane gemimiz sondaj yapıyor, bunların güvenliğini sağlamak için deniz kuvvetlerimizin savaş gemileri görevde. Dolayısıyla burada Türkiye’nin kendi hak ve çıkarlarının olduğu özellikle kıta sahanlığı içerisinde, bu da 370 km’ye tekabül ediyor, güvenliğini sağlaması önemli. Gelecekte Ortadoğu’daki oluşumlara karşı, kendine yönelik tehditlere karşı güvenliğini sağlaması son derece önemli” dedi.
“PENTAGON-BEYAZ SARAY ARASINDAKİ ÇEKİŞME İLİŞKİLERİ ETKİLİYOR”
Bu konuların siyaset üstü vurgulayan ifade eden Güçlüer, ancak ABD’nin siyasi bir bakış açısıyla hareket ettiğini ifade etti. S-400 nedeniyle olası ABD yaptırımları konusunda değerlendirmede bulunan Güçlüer’e göre, ABD ile Türkiye arasındaki bu süreci etkileyen önemli dinamiklerden birisi de Pentagon-Beyaz Saray arasındaki çekişme. Güçlüer, “Gördüğümüz kadarıyla Beyaz Saray daha rasyonel, tüccar mantığı ile davranıyor, ‘ne kaybederim, ne kazanırım’. Pentagon’un daha farklı bir ajandası var. Burada ikisi arasındaki mücadelenin Türk-ABD ilişkilerine etkisi olacağını söylememiz mümkün. Ancak tabii Türkiye’nin de elinde pek çok koz var” dedi.
ABD’nin Türkiye’ye elindeki tüm gücü kullanarak yaptırım uygulayamayacağını söyleyen Güçlüer, “Çünkü Türkiye’nin özellikle olası İran operasyonu öncesi konsolide edilmesi, tarafsız kalmasının sağlanması lazım, bir de ABD tarafından tutulması gerekir. Aksi takdirde hem Ortadoğu bölgesinde hem de devamında Çin’e yönelik küresel planlarında ABD’nin aksamalar olabilir. Bu nedenle G-20 zirvesinde başlayan uzlaşma zeminine devam edileceğini, olsa bile hafif sarsıntılarla bu sürecin atlatılacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“SİPER, HİSAR VE BORA FÜZE SİSTEMLERİNE ENTEGRE EDİLEREK GELİŞTİRİLEBİLİR”
S-400’ün alımının ardından Türkiye’nin çok yönlü dengelere ulaşacağını kaydeden Güçlüer, S-400 sistemi’nin, Siper, Hisar ve Bora Füze Sistemleri ile entegre edilerek geliştirilebileceğini ve Türkiye’nin kendi milli ve yerli sistemine sahip olacağını, bu sayede güvenlik sorunlarının büyük ölçüde aşılacağını düşündüğünü de ekledi.