Nagehan Alçı, Habertürk'te "Ekrem İmamoğlu Mansur Yavaş'ı örnek almalı" başlığıyla yayımlanan yazısında "Ekrem İmamoğlu 31 Mart gecesi ve 1 Nisan sabahı kendine oy vermeyen, İstanbul'un yüzde 51.2'lik nüfusuna da güven veren çok sağduyulu ve mutedil bir dil benimsemişti. 31 Mart-1 Nisan kriz sürecini mükemmel idare etmiş ve her sosyal kesimin takdirini kazanmıştı" ifadesini kullandı.
Alçı yazısına şöyle devam etti:
O SAĞDUYULU VE OLGUN İNSAN NEREYE GİTTİ?
Bunlara rağmen 2 Nisan 2019 sabahından itibaren o sağduyulu ve olgun Ekrem İmamoğlu gitti, yerine başka biri geldi. Özal'ı model alan bu kucaklayıcı politikacı tipi yerine Adnan Keskin tarzı sert ve müfrit CHP'li Ekrem İmamoğlu bir anda zuhur etti. Ankara'nın havası Ekrem Bey'e hiç yaramadı…
Dün üst üste vahim hatalar yaparak bir çuval inciri berbat etme sürecine giren Sayın İmamoğlu'nu uyaran bir yazı kaleme aldım. Sebeplerini tek tek açıkladım. İstanbul'un yüzde 48.8'i Ekrem Bey'e Adnan Keskin tarzı CHP'li duruşundan ötürü değil, Özalist dili ve yaklaşımı sebebiyle oy verdi. Yoksa Kürtler ve dindarlar hiçbir şekilde Kemalist siyaset diline oy vermezler.
NAZAN ÖNCEL'İN ŞARKISI
Maalesef bu soruya olumlu bir yanıt veremiyorum. Ekrem Bey girdiği bu yanlış siyaset yolunda yürümeye devam ediyor. Kendisinde erken bir güç sarhoşluğu ve yanlış bir panik teşhis ediyorum. Oysa bu telaşa gerek yok. İmamoğlu kendini İstanbul seçimlerinin şampiyonu olarak görüyor. Ben de kendisine "SAKİN OL ŞAMPİYON" diyorum ve Nazan Öncel'in aynı adı taşıyan şarkısını dinlemesini tavsiye ediyorum.
EN ÖNEMLİ ÇELİŞKİSİ
Eğer toplamda 1 oy bile fazla almışsa, Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıdır. YSK mazbatasını kendisine verecektir. Hiçbir güç buna engel olmaz. Aynı şey Sayın Binali Yıldırım için de geçerli. Ekrem Bey'in nasıl her yerde İstanbul Belediye Başkanı olduğunu söylemesi yanlışsa, İstanbul billboardlarında asılı olan Başkan Binali Yıldırım afişleri de yanlış. Bir yanlış, başka yanlışı doğrulamaz.
Maalesef başka bir yanlışı da 4 Nisan 2019 itibariyle hayata geçirecek. Eğer akıl ve mantık galip gelmezse bugün İmamoğlu İzmir'de Tunç Soyer ile beraber kendini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ilan edip, Muharrem İnce'nin 24 Haziran öncesi yapıp sonra pişman olduğu tarz bir meydan okuma mitingi yapacak. Muharrem Bey bu mitinginden pişman olmuştu çünkü bu sebeple toplumun CHP'li olmayan çok büyük çoğunluğunu ciddi biçimde tedirgin etmiş ve kendi ayağına silah sıkmıştı İnce.
SİYASİ İNTİHAR
Kemal Kılıçdaroğlu özellikle Kemalist ve ulusalcı duyguların coştuğu ve toplumun çoğunluğunu rahatsız eden bu tür büyük mitingleri kesin olarak istemiyordu ve yasaklamıştı. Siyaseten çok zekice bir karardı. 31 Mart'tan sonra Kemal Bey de mi işin ucunu bıraktı anlamıyorum. Tam bir akılsızlık hakim şu an CHP'ye.
CHP'liler unutmasın: Kemalizmin bu ülkedeki en büyük mağduru ve muhalifi olan Kürtlerin desteği olmasaydı ne Ankara, ne Adana ne Mersin mümkün değil kazanılamazdı. CHP adayları bu şehirlerde galip olmayı rüyalarında bile göremezlerdi. İstanbul'daki yüzde 48.8 skorun yanına bile yaklaşılamazdı. Fakat buna rağmen sanki klasik CHP ideolojisi sayesinde bu oylar gelmiş gibi Sözcü gazetesi kafasıyla miting yapacaklar. Bir çocuğu doğmadan öldürüyorlar.
Bence İmamoğlu'nun örnek alması gereken bir kişi var şu an: Makul ve mantıklı tavırlarıyla doğru siyaset dilini benimsemiş parti arkadaşı Mansur Yavaş. AK Parti, Ankara sonuçlarına da itiraz ediyor. Partinin Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan epey sert tonda konuşuyor. Fakat buna rağmen Mansur Yavaş son derece olgun ve sağduyulu karşılıyor bu itirazları. O da henüz mazbatasını almadı ama çıkıp, "Ankara belediyesinde dosyalar kaçırılıyor, dijital veriler siliniyor, ASKİ'de büyük vurgun yapılıyor. Yetkiyi aldığımda hepsine bedelini ödeteceğim" gibi tuhaf şeyler söylemiyor. Usulet ve suhuletle çok zekice hareket ediyor.
Oysa Ekrem İmamoğlu daha dün bir an önce makamına oturması gerektiğinden, İstanbul Belediyesinde dosyaların kaçırıldığından, dijital verilerin silindiğinden, İSPARK'ta yolsuzluk yapıldığından bahsetti. Tehdit ve şantaj diline hep karşı çıktığını söyleyen İmamoğlu İSPARK'ta neler döndüğünü biliyoruz gibi tehdit ve şantajvari konuşmalara başladı.
Neler döndüğünü biliyorsa, devlet adamı ciddiyetine yakışan tavır derhal yargıya suç duyurusunda bulunmaktır. Elinde belge olmadan, "Bakın makamıma oturtun beni, yoksa neler olduğunu söylerim" tehdidi savurmak değil. Panik halinde sürekli İstanbul Belediye Başkanı olduğunu söylemesi de akla ve mantığa uygun değil. Kendisini antipatik gösteriyor bu tutumu.
Şunu kesin olarak söylemeliyim ki Ekrem İmamoğlu'nun iki gündür 180 derece değişen bu şüpheli tavırları sebebiyle AK Parti ve MHP tabanında da, "Bu işin içinde bir iş var galiba" algısı genişlemeye başladı. Oysa 31 Mart-1 Nisan itibarıyla bu iki partinin seçmeninde İmamoğlu'na özel bir antipati yoktu.
MUHARREM İNCE'YE HAKSIZLIK ETMİŞİM
Ben de bir özeleştiri yapmalıyım. Salı günkü yazımda galiba Muharrem İnce'ye biraz haksızlık etmişim. İnce'nin 24 Haziran sürecinde yaptığı yanlışların benzerini İmamoğlu da seri halde yapmaya başladı. Daha Başkan olmadan, güç zehirlenmesinden kaynaklı izlenimi veren davranışlar gösteriyor. Hakikaten bazı politikacılar ani gelen şöhret ve kudreti kaldıramayabiliyorlar. AK Parti camiasında da var böyle örnekler."