Afrika kökenli olan ve ‘İzmirli Mandela' olarak tanınan deri işçisi Yalçın Yanık, bağımsız aday olarak seçimlere girmeye karar verdiğini açıkladı.
Gazete Duvar'dan Nuray Pehlivan'a konuşan Deri Tekstil Kundura İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı olan Yanık, ‘Beni destekleyecek olanlar, İzmir'de solun genel tutumundan dolayı sandığa gitmeyecek olanlarla, HDP'nin seçime girmemesi nedeniyle CHP gibi düzen partilerine razı olmayan ilerici politik kesimlerdir" dedi.
'HİÇBİR PROJEM YOK'
Diğer partilerin İzmir adayları hakkında ne düşünüyorsunuz, sizin bu adaylardan farkınız nedir?
Türkiye'de belediyecilik bir şekilde şirket gibi yönetilen, özel sermayenin yerellerdeki temsilcisi durumunda. Diğer partilerin hepsi sermaye sınıfı partisi, bir ticarethane gibi rahatlıkla çalışma yapabiliyorlar. Biz seçim çalışmaları için belediyelerin tahsis ettiği yerleri bile kullanamıyoruz. Çünkü bunlar bütçeyle olan şeyler. Bu yüzden seçim çalışmalarını da emek gücüyle yapıyorum. Öyle bir param da yok zaten."
İzmir için projeleriniz neler?
"İşte halk bu şekilde sürekli mağdur ediliyor. Bunları anlatmak, bir farkındalık yaratmak için adayım. Eğer belediye başkanı olursam insanların görmediği, bugüne kadar gizli kalan her bilgiyi sokaklardaki billboardlarda teşhir edeceğim. Emekçilerin kendi haklarını, taleplerini, kendi geleceklerini belediyelerin inisiyatifine bırakmayacakları kadar önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanlara önce bunu anlatmak gerekiyor. Yoksa proje yapmaktan daha kolay bir şey yok."
'HERKES BELEDİYECİLİKTEN SÖZ EDERKEN BEN SARAYDAN SÖZ EDECEĞİM'
Bazı yerellerde Ovacık gibi halkçı belediyecilik modelleri var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
'CHP, AKP'NİN YEDEK LASTİĞİDİR'
Daha önce HDP'den milletvekili adayıydınız. Şimdi, HDP İzmir'de CHP'yi desteklerken siz bağımsız olarak adaylığınızı ortaya koydunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
"HDP, ittifaklar içinde bileşenlerin olduğu bir parti. Sadece ben değil HDP'nin dışında ne kadar sosyalist, devrimci varsa bir bütün olarak topyekûn yanında durmamız gerekiyor. HDP mevcut olan sistem karşısında ezilenler, işçiler, emekçiler ve sosyalistlerin yer aldığı bir güç olarak önemliydi. Ama şimdi bir şeyler değişti.
Uzunca süredir gerileyen bir AKP var. Geriledikçe de sürekli saldıran baskı ve ayrımcılık politikalarını sürekli artıran bir Erdoğan var. AKP'yi CHP ile geriletebileceklerini düşünüyorlar. Oysaki CHP, AKP'nin yedek lastiğidir. Bu yüzden HDP'nin CHP'ye destek vererek kendi adayını çıkarmaması büyük hatadır. Bağımsız siyaset yaparsan güçlenirsin. Burjuva siyasetine takılırsan zayıflarsın. HDP'nin bu tutumu emekçilerin ezilenlerin mücadelesini de sekteye uğratmıştır. CHP'den Lenin bile adaylığını koysa bir parti programı olduğu için kendi siyasi programına göre siyaset yapacaktır. Onun dışına çıkamaz. Yani kim gelirse gelsin hiç bir şeyini değiştiremez. Bu yüzden CHP'den Lenin dahi aday olsa ona da oy vermem."
‘METROPOLLERDE ADAY ÇIKARMAZSAN İNSANLARI PARTİSİZ, SEÇENEKSİZ BIRAKMIŞ OLURSUN’
"Bana göre önümüzdeki yerel seçimlerde esas mesele; Erdoğan'ın karşısında olup olmamak. Erdoğan'ı gerileteceğiz diyoruz. Ama bunu hangi dinamiklerle yapacağız? Kendi gücümüzle mi, yoksa Erdoğan gibi başka gerici unsurlarla mı? Bütün mesele bu. Bu yüzden özellikle metropollerde aday çıkarmazsan insanları partisiz, seçeneksiz bırakmış olursun. Cumhur ve Millet İttifakı ikisi de birbirinin aynısı gibi iki kirli ittifak. İki gerici ittifakla Kürtlerin, emekçilerin haklarını arayıp kayyumlara karşı gelmek mümkün mü? Ben saraya karşı bir belediye başkan adayıyım. Millet İttifakı'nın saraya karşı bir mücadelesi yok. HDP onları desteklerken yanlış yaptı, işin özü bu. Bunu yaparak, 'Ben oynamıyorum, tribünden izliyorum' dedi."
'LEYLA GÜVEN'DEN, KAYYUMLARDAN BAHSEDEN YOK'
İzmir'de başka sol adaylar da var. Siz onlardan farklı olarak neler söylüyorsunuz?
Sol partilerin içinde sarayın karşısında açıktan kavga edebilecek, Erdoğan'ı karşısına alabilecek bir aday varsa ben hemen çekilmeye hazırım. Sol bir parti var ama Kürtlerin haklarından, Leyla Güven' den, kayyumlardan bahseden yok. Tüm bunlara karşı topyekün mücadele edebilecek insanlar yok. Tanzim satışları, bedava ulaşımı vaat edenler solcu olabilir ama devrimci bir siyaset istemiyorlar. Yaptıkları devrimci bir çalışma değil. Genel olarak soldan aday çıkaranlarla aramdaki fark bu. Biz insanlara boş vaatler vermiyoruz, devrimci bir siyaset yapmak istiyoruz. Günümüz Türkiye'sinde saraya karşı gelmeyenler, Kürtleri ağzına almaktan kaçınanlar devrimci bir çalışma yapamazlar. Ben bu eksikliği göstermek için, onlardan bağımsız bir hat izlememiz gerektiğini düşündüğüm için aday oldum."
Peki, sizi kimlerin destekleyeceği konusunda tahminleriniz var mı?
"Elbette öncelikle işçiler, emekçiler, kadınlar, Kürtler ve tüm ezilenler… Bunun dışında beni destekleyecek olanlar; İzmir'de solun genel tutumundan dolayı sandığa gitmeyecek olanlarla, HDP'nin seçime girmemesi nedeniyle CHP gibi düzen partilerine razı olmayan ilerici politik ilerici politik kesimlerdir."