Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, "Aleyhimde konuşsunlar diye dedikodu ekibi kurdular" başlığıyla yayımlanan yazısında CHP tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Mansur Yavaş ile gerçekleştirdiği görüşmeyi aktardı.
Buna göre Yavaş, şahsına yöneltilen sahte senet iddialarına ilişkin olarak "Dava konusu kişi CHP'ye de gitmiş elinde belgeler olduğunu söylemiş. Dolanmadığı yer kalmamış. Kimse ciddiye almadı. Şimdi durup dururken, aradan üç ay geçtikten sonra bu konu gündeme getirildi. Çünkü anketleri gördüler" dedi.
Saygı Öztürk'ün Yavaş'ın açıklamalarına yer verdiği yazısı şöyle:
"Millet İttifakı'nın Ankara adayı Mansur Yavaş Sözcü'ye konuştu. Avukatlık dönemindeki bir senet olayından hedefe konulan Yavaş başlıktaki iddiayı dile getirdi ve ekledi: Belediyedeki çalışanlarına aleyhimde konuşmaları için görev vermişler. Millet İttifakı'nın adayı Mansur Yavaş'ın, birkaçı hariç miting yapmadığı ilçe kalmadı. Sabahın erken saatinde başlayan seçim çalışmalarını gece yarılarına kadar sürdürüyor. Bir yanda devletin yani Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin dev imkanları, bir yanda koşulların hiç eşit olmadığı Mansur Yavaş var. Bakıyorsunuz hakkında bir iddia gündeme getiriliyor, cevabını verdiği zaman bunların birkaçı hariç basında yer almıyor. Yavaş, rakibi Mehmet Özhaseki'yle ilgili iddiaları gündeme getirmek yerine projelerini anlatmaya çalışıyor. Halkta önemli bir karşılığı var. Yavaş, dün sabah çayını gazetemizde içti, ‘Kahvenin hatırı vardır ‘ deyip bir de sade kahvesini yudumladı.
Seçim Koordinasyon Merkezleri'nin açıldığı yerler aynı zaman miting alanı oluyor. Yığma değil, gönüllü olarak mitinglere katılım var. Mansur Yavaş, o mitinglerde anlattıklarını aktarıyor: ‘Şu anda Mustafa Tuna Büyükşehir Belediye Başkanı ama sanki o görevde değilmiş gibi bütün işleri Özhaseki'nin atamasını yaptığı bir genel sekreter yürütüyor. Mustafa Tuna'nın ismi hiçbir şeyde geçmiyor ama Ankara'nın bütün olağan hizmeti devam ediyor. Böyle baktığınız zaman belediye başkanına ihtiyaç bile yok. Belediye başkanının asıl görevi şu ekonomik sıkıntılarda Ankara'yı bir an evvel bu sıkıntılardan kurtaracak konular üzerinde neler yapılabileceğini planlamak olmalı.
‘HAYALET KONUTLAR'
‘Örneğin fuar alanını öncelikle bitireceğim. Sanayicinin, esnafın orada daha çok mal satması için fuar alanına ihtiyaç var. O zaman daha çok üretilir. Daha çok üretmek için daha çok işçi çalıştırır. Bir diğeri organize sanayiler. Onların sorunlarını halledip ne istiyorlarsa üretmeleri için önlerini açmalıyız. Anadolu Başkent Organize Sanayi'nin yanında 25 bin konut yapılmış fakat terk edilmiş. Hayalet konutlar bunlar. Neden? Alt yapı yok, su yok. İlk işlerimizden biri o evleri suya, alt yapıya kavuşturmak olacak. Böylece, sanayide çalışacak olanlar yürüyerek işlerine gidebilecek, rahat iş bulacak.
‘TERMAL SAĞLIK TURİZMİ ‘
‘ÇAMUR BANA YAPIŞMAZ'
Mansur Yavaş son günlerde, avukatlık dönemindeki bir senet tahsilatıyla AKP ve sözcüleri tarafından gündeme getiriliyor. Yavaş, söylenenlerin büyük bir iftira olduğunu belirtiyor. Kızılcahamam ziyaretinde, 91 yaşındaki teyze, elinden tutup, ‘Oğlum sana iftira ediyorlar ‘ deyip yüzünü okşuyor. Daha önce AKP'ye oy verdiğini söyleyen bir köyden gelen, ‘İftiralar nedeniyle yanınızdayız ‘ gibi telefonlar da Mansur Bey'i daha da rahatlatmış durumda. O da sıkça, ‘Her şeyi belgeleriyle açıkladım. Atılan çamur, iftiralar bana yapışmaz. Onlara da, o dille asla cevap vermem. İftiralarının da ters teptiğini kendileri de görüyor ‘ diyor.
‘ARTIK YARGI KONUŞSUN'
Mansur Yavaş'ın basın toplantısında bir yanında CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, diğer yanında İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray vardı. Bu, Yavaş'a inandıklarını ve yanında olduklarını gösteriyordu. Olayı Yavaş'tan dinlemek istedim, şunları söyledi: ‘Yargıdaki bu olayla ilgili söyleyeceklerimi belgelerle açıkladım. Hem Ticaret Mahkemesi'nde hem de Ceza Bölge Adliye Mahkemesi'nde yargılama devam ediyor. Bu konunun fazla konuşulması iki taraf açısından da yargılamayı etkilemek anlamına gelir. Yargının kararıyla konuşması ve sonuçlarını beklemek gerekiyor. Bu olay aylar önce gündeme geldi. Tekzip kararını gazete yayımlamadı.
‘Dava konusu kişi CHP'ye de gitmiş elinde belgeler olduğunu söylemiş. Dolanmadığı yer kalmamış. Kimse ciddiye almadı. Şimdi durup dururken, aradan üç ay geçtikten sonra bu konu gündeme getirildi. Çünkü anketleri gördüler. Ben bekledim Mehmet Özhaseki'nin bu olayla bir irtibatı var mı diye. O da, gazeteyi açıp aslı astarı olmayan şeyleri miting meydanında okuyor. Ondan sonra ben de cevap verme ihtiyacı hissettim. Onlar basın toplantısı yapmasalar da ben açıklayacaktım zaten. Artık şaşırıyorum! Özhaseki mi onu kullanıyor yoksa o şahıs mı Sayın Özhaseki'yi kullanıyor bilmiyorum? ‘
‘İSİM İSİM BİLİYORUM' CHP ve İYİ Parti'nin tüm kadrolarıyla yanında görüyor. Yavaş, şöyle devam ediyor: ‘Bu iftiralar karşısında daha çok kenetlendik. Anketlerde önde çıktığımız için bir rehavet vardı şimdi o da ortadan kalktı. Israrla her seferinde ‘temiz siyaset' dedik, proje konuşacağımızı söyledik. Rakibim, ‘zillet ittifakı' diye cümleye girdi.
Oysa, Özhaseki'den, ‘Proje tartışalım' demesini beklerdim. Şimdi de belediye görevlilerinden ‘propaganda ve dedikodu ekibi' kurmuşlar. Bunların görevi otobüslere, metrolara binip benim aleyhimde konuşmak. İsim isim biliyoruz. Sanki belediye ile hiç ilgileri yokmuş gibi aleyhimde konuşturuyorlar. Bizimle ilgisi olmayacak afişler bastırmak için matbaa arıyorlar Daha önce de, benim adıma ‘Gökçek gidecek sol gelecek' afişleriyle her tarafı donatmışlardı.
Mansur Yavaş, rakibi Mehmet Özhaseki ile ilgili hemen hiçbir şey gündeme getirmiyor. Nedeni de şöyle açıklıyor: ‘Eğer söylemek istersem Özhaseki ile YouTube'da, basında çok şey var. Hem de kendi ağzından. Ama ben bu tür siyaseti tercih etmiyorum. Ankaralı beni neden sevdi? İki seçimdir ben bunlara itibar etmedim. Eleştiri mi yaptım ama projemi anlatıyorum. Kavga etmiyorum. Kirli siyaset yapmıyorum. Aynı şekilde, aynı üslupta devam edeceğim. Bu benim üçüncü adaylığım. Devlet ellerinde, benimle ilgili her şeyi didik didik edildi. Olumsuz bir şey bulamadılar. Ne zaman mal beyanımı açıkladım, hemen ardından senet olayını gündeme getirip, ‘Mansur Yavaş temiz değil' deme ihtiyacı hissettiler. Çünkü kendileri mal beyanlarını açıklayamıyorlardı."
