CHP tarafından Beyoğlu Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Alper Taş, Gazete Duvar'dan Sadık Güleç'in sorularını yanıtladı.
İYİ Parti'nin kendisine destek verdiğini belirten Taş, "Beni bir sosyalist olarak görüyorlar ama yapımızı, kişiliğimizi biliyorlar. Kendileri de söylüyorlar. Sonuç olarak Beyoğlu'nu yöneteceğiz. Nasıl bir insan olduğumuzu, fikirlerimizi biliyorlar. Bu süreçte bizim yanımızdalar. Sahada da çalışıyorlar. Beyoğlu özelinde İYİ Parti ile ilgili bir sıkıntı yok. Bizim seçimi kazanmamızın üç şartı var" ifadesini kullandı.
"Bu üç faktörü birleştirdiğimizde seçimi kazanırız. Bunlardan birisi modern, belirli bir eğitim almış, geçmişte sandığa fazlasıyla sahip çıkmış ama şimdi sandıktan umudunu kesmiş bir umutsuzluk içinde olan geniş bir kitle var. Bunların sandığa gitmesi önemli. Beyoğlu seçime katılmama oranının yüksek olduğu bir yer. Bunların önemli bir kesiminin sol seçmen olduğunu düşünüyoruz. Şöyle formüle edelim. Seçimi kazanmak için solu kazanmamız lazım. Sol duyarlılığa sahip arkadaşların sandığa gidip tercihte bulunmaları lazım, bu faktör önemli.
İkinci faktör olarak Kürt yurttaşlarımızın oyları oldukça belirleyici. HDP'nin oylarının yüksek olduğu bir bölge. Bu arkadaşların desteği, önemli ve onlar desteklerini ifade ettiler. Gittiğimiz mahallelerde de bunun yansımasını görüyoruz. Bir üçüncü faktör ise AKP'nin etkin olduğu mahalleler. Bu mahallelere ilişkin özel bir çalışma yürütüyoruz. Esasen çalışmamız oraya odaklanmış durumda. Yaptığımız ilk çalışmada Pera, Gümüşsüyü, Cihangir bu hattı bitirdik. Burada arkadaşlarımız çalışmalarını yürütüyorlar ama benim ve arkadaşlarımın yoğunlaştığı bölge AKP'nin etkin olduğu bölge. Burada kimliğimizi anlatma, düşüncelerimizi aktarma noktasında yoğun bir seferberlik içindeyiz. Önemli noktalar yakaladığımızı düşünüyorum. Buralardan bize önemli bir desteğin geleceğini düşünüyorum. Şu anda aldığımız veriler öyle. Bu bölgeler aynı zamanda Karadenizlilerin yoğun olduğu bölgeler. Benim Karadenizli olmamın getirdiği bir olumluluk da var."
- Yöre dernekleri seçmen üzerinde ne kadar etkili?
Etkili. Son araştırmalar yöre derneklerinin oy verme konusunda temel bir faktör olmaktan uzaklaştığını söylese de, sonuç itibari ile bu bir ağ. Etkili de oluyor. Maalesef siyasette de Türkiye'nin handikapı bu, insanlar ne yapacağınızdan ziyade kim olduğunuza bakıyor. Dininize imanınıza bakıyor, nereli olduğunuza bakıyor. Maalesef tercihlerde bunlar etkili oluyor. Karşımızdaki aday da Rizeli, ben de Rizeliyim, bazen insanlar espri yapıyor, "Nedir bu Rizelilerden çektiğimiz" diye. Ama ben bir başka Rizeli olduğumu söylüyorum. Bir başka Rizeli: Eşitlik, özgürlük, adalet dayanışma isteyen…
‘BU İNSANLAR EMEKÇİ İNSANLAR'
- Hem Rizelisiniz, hem imam hatiplisiniz, hem sosyalistsiniz. İmam hatipli bir sosyalist olmanız şaşkınlık yaratıyor mu?
‘VEKİLLİĞİ KABUL ETTİĞİNDE ÇİZGİSİNE DE KEFİL OLUYORSUN'
- Daha önce de farklı partilerden size milletvekilliği teklifi yapıldığını biliyorum. Ama siz bu seçimde bir belediye başkanlığını kabul ettiniz. Neden belediye?
Biz doğal olarak Tünel'de bulunan belediye binasından insanların hayatlarına dair planlar yapmayacağız. Bu planları kurulacak olan 45 mahalle meclisi ile beraber yapacağız. Neyi nasıl yapacaklarını bizden daha iyi biliyorlar. Biz onları koordine edeceğiz. Onların aldığı kararları uygulayacağız. Bu model gerçekten Türkiye'de bir yerel demokrasi modeli olacak. Buraya basit bir belediye başkanı duygusu ile aday olmadık. Burjuva egemen siyaset halkı nasıl yöneteceğine dair uygulamalar yapar. Biz, halkı nasıl yönetimin sahibi yaparız, oraya bakarız. İkisi arasında çok köklü bir fark var. Doğal olarak biz Beyoğlu'nu yönetmek değil, Beyoğlu halkının örgütlü bir toplum olarak kendi kendisini yönetmesini istiyoruz. Bunun için çalışacağız. Böyle bir yöntem sorunların çözümünün de anahtarı olacak. O yüzden kazandıktan sonra işimizin o kadar zor olacağı düşüncesinde değilim. Her şeyi şeffaf, halk ile beraber yürütürsek, onların iradeleri sürece egemen olursa, onlar bizimle kurduğu ilişkilerde yabancılaşmazsa, yerel yönetimi kendisine ait hissederse, sorun çözülür.
Burada herhangi bir gösteri yapmak artık yasak. Az çok gelişmiş ülkelere bak, insanlar düşüncelerini kentin en işlek meydanlarında dile getiriyorlar. Ama Beyoğlu gibi kentin merkezi bir semtinde demokratik herhangi bir talebinizi yerine getiremiyorsunuz. Bunun aşılması için mücadele edeceğiz. Ama bu demokrasi mücadelesinin bir parçası olacak. Yoksa belediyenin yetki alanında değil, Cumartesi Anneleri'ne Galatasaray Meydanı'nı açmak. Ama biz bu mücadelenin parçası olmaya devam edeceğiz. Taksim'i 1 Mayıs için kutlamalara açmak da bizim yetki alanımızda değil. Ama şunun sözünü veriyorum emekçilere, tamam 1 Mayıs alanını açmak benim yetkim dahilinde değil ama bir hafta önceden bir emek festivalini Beyoğlu'nun 45 mahallesinde hayata geçirebiliriz. 1 Mayıs'ı, emekçilerin bayramını bir güne sığdırmak zorunda değiliz. Bir hafta önceden bir emek festivalini Beyoğlu'nun bütün semtlerine taşıyabiliriz. Böyle bir anlayış ile hareket edeceğiz. Yani mevcut sınırlarda hapsolmayan o sınırları demokratik biçimde genişletmeyi amaçlayan ama kendi yetkilerimizi de emekçi halkın lehine, işçilerin lehine, yoksulların lehine kullanma konusunda da gerekli iradeyi göstereceğiz.