Zirve sonunda yayımlanan ortak bildiriye göre liderler, ‘terörle mücadele bahanesiyle ‘sahada' yeni gerçeklikleri oluşturmaya yönelik tüm girişimleri reddetti, Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü, ayrıca komşu ülkelerin ulusal güvenliğini baltalamaya yönelik ayrılıkçı planlara karşı koyma konusundaki kararlılıklarını dile getirdi'. ‘Halimiz.com' sitesi Genel Yayın Yönetmeni Tülin Daloğlu, Seyr-i Sabah programında bu zirvede liderlerin ortak bir tavırla bildiri yayınlamasını olumlu bulurken yine de söylemlerin arasında farklılıkların bulunduğuna dikkat çekti:
‘İRAN CUMHURBAŞKANI ‘KÜRTLER SURİYE'DE KALICI' DEDİ'
Liderlerin hiçbiri birbirine ters ifade kullanmadı ama nüanslar vardı: Türkiye'nin Suriye'deki eli silahlı Kürt gruplar için yaptığı açıklamalarda İran cumhurbaşkanı daha farklı bir açıklamada bulundu. Kürtlerin burada kalıcı olacağını söyledi. Kürtler Suriye'nin bir parçası dedi. Türkiye'nin PKK ile 40 yılı aşkın mücadelesi içinde İran'ın PKK ile farklı bir ilişkisi vardı. Bir zamanlar PKK İran üstünden Türkiye'ye de saldırıda bulunuyordu. Türkiye İran sınırında PKK'lıların hastanelerde olduğunu biliyordu. Ruhani'yi dinlerken o nüansın orada olduğunu duydum gibi geldi.
Rusya kamuoyuna yaptığı açıklamalarda Türkiye'nin PYD/YPG kaygılarını anladığını ifade ediyor. Ama Moskova aynı zamanda biz Şam'daki hükümetin onaylamadığı hiçbir askeri müdahalenin Suriye'ye yapılmasına onay vermiyoruz diyor. Bu Türkiye'nin ola ki Suriye'ye bir askeri müdahaleye kalkışırsa Suriye'den onay alması gerekir diyor. Aslında üç lider aynı zamanda bölgedeki jeopolitik rekabetin üç ana aktörü. Çok dikkatli diplomatik ifadeler kullanıyorlar. Diplomasi açısından baktığımızda kolay değil, çok riskli bir dönemi idare ediyorlar. Anladığım kadarıyla herkes o riski almamak için olabildiğince imtina ediyor.
‘ABD ÇEKTİĞİ ASKERLERİ HEMEN ERTESİ GÜNÜ GERİ GETİREBİLİR'
2003 Mart, ABD'nin Irak'a müdahalesinden itibaren bölgede hiç davet edilerek müdahalede bulunmadı. Hep kendisi geldi. Bölgede hep kaynama oldu. Rusya 1980'lerde sevilmeyen adamdı. Onun sevilmeyen adam olduğu zamanlarda ABD gelip etkin olmuştu. Şimdi ABD sevilmeyen adam ve Rusya bu nüfuzunu sağlıyor. Dün Varşova'da Ortadoğu güvenlik konferansı vardı, İsrail'e destek konferansı diyebiliriz. Oradaki kritik konu İran'dı. ABD Dışişleri Bakanı, ‘İran bölgedeki en habis ülkedir' dedi. ‘İran tek başına bölgedeki en büyük tehdittir' dedi, Netenyahu bir mesaj atarak."