"Amerikan idaresi, askerlerini çıkararak Türkiye'yi onların yerini almaya davet ediyordu ama bunun, kurnazlık ve tuzak olduğu ortaya çıktı. Gerçekte Amerikalılar, Ankara'ya verilen sözlere rağmen, YPG ile işbirliğini sonlandırmadı ve onlara silah yardımını sürdürüyor. Ancak Astana formatının bölünmesi gerçekleşmedi, çünkü tüm katılımcıları, birbirileri olmadan Ortadoğu'da ve özellikle de Suriye'deki ulusal çıkarlarını ilerletemeyeceklerini anlıyor".
'TRUMP'IN ASKERLERİ ÇEKME KARARI ASTANA ÜÇLÜSÜ ARASINDAKİ ÇELİŞKİLERİ ORTAYA ÇIKARDI'
Moskova Devlet Dil Üniversitesi Bölgesel Çalışmalar Bölümü'nden Doç. İkbal Dyurre ise ABD Başkanı Donald Trump'ın askerlerini çekme kararının bir yandan Astana Üçlüsü içindeki bazı çelişkileri ortaya çıkardığını, diğer yandan da bu formata yeni ivme kazandırdığını ve önemini artırdığını söyledi.
'SOÇİ'DEKİ EN ÖNEMLİ AN ADANA MUTABAKATI'NIN ANIMSATILMASI'
Soçi'deki zirvenin en önemli anının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Adana Mutabakatı'nı anımsatması olduğunu vurgulayan uzman, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
"Bu, ilişkilerin canlandırılacağının sinyali mi, henüz belli değil, ama bu noktada birkaç ilginç husus var. Öncelikle eğer Ankara, bu mutabakata razı olursa mevcut Suriye hükümetini kabul ediyor anlamına gelecek. İkincisi, bu mutabakata göre, Türk güçler Suriye topraklarına en fazla 5 km derinliğe girebilir, oysa şimdi Türk güçler 70 km derinlikte bulunuyor. Üçüncüsü, bu mutabakata göre Türk güçler bir gün bu toprakları terk etmek zorunda, uzun zaman orada kalamaz. Ve nihayetinde, bu mutabakattan hareketle Suriye hükümeti de Türkiye sınırında operasyon düzenleme hakkına sahip. Bu hilelere rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan dün, Adana Mutabakatı'nın gelecek adımlar için temel alınabileceğine işaret etti. Bu, görüşme sırasında seslendirilen en önemli ifadeydi".