İzvestiya: Soçi'deki üçlü zirve İdlib'in kaderini tayin edecek

İzvestiya'ya konuşan Suriye parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Butrus Marcan, zirve sonucunda üç liderin İdlib'in Suriye ordusunun kontrolüne devredilmesi konusunda bir mutabakata varmasını beklediklerini ifade etti.

Marcan, Suriye anayasa komitesinin ise Batılı ülkelerin ve muhalefetin müdahalesi nedeniyle kurulamadığını ancak Soçi'deki zirveyle bu sürecin ivme kazanacağını umduklarını kaydetti.

'BATI, ANAYASA KOMİTESİNİN KURULMASINI YENİLGİ OLARAK GÖRÜYOR'

Suriye anayasa komitesi konusunda Marcan ile aynı görüşü paylaşan Rusya Federasyon Konseyi Enformasyon Politikası Komisyonu Başkanı Aleksey Puşkov, "Batılı ülkeler, Suriye'nin geleceğinde inisiyatifin ve belirleyici gücün Rusya, Türkiye ve İran'a geçmesini kabullenmek istemiyor. Anayasa komitesinin kurulması, Batı'da Rusya'nın siyasi güçlenmesinin devamı ve Batı'nın yenilgisi olarak görülüyor" dedi.

'İDLİB'İN ORDUYA DEVRİ SON DERECE ZOR'

İdlib'in Suriye ordusunun kontrolü altına devredilmesinin ülke için kritik önem taşıdığını belirten Puşkov, İdlib'de şu anda 30-60 bin militan bulunduğunu, Musul ve Halep'teki deneyimler düşünüldüğünde, bunlarla baş etmenin kolay olmadığını söyledi ve şöyle devam etti: "İdlib'de 2.5 milyon kişi yaşıyor, bölgedeki kontrolün devredilmesi son derece zor olacak. Teknik olarak bu mümkün ancak yalnızca militanların barışçıl müzakereleri kabul etmesi koşuluyla gerçekleştirilebilir."

'TÜRKİYE'NİN NÜFUZU DEVAM EDİYOR'

Sünni militanlar üzerinde belirgin bir nüfuzu bulunan Türkiye'nin bölgedeki etkisinin önceden olduğu gibi yüksek olduğunu söyleyen Puşkov, Soçi zirvesinin Suriyeli parlamenterlerin beklentisini karşılayacağını ve İdlib'in Suriye hükümetine devredilmesiyle sonuçlanacağını söylemek için henüz erken olduğunu vurguladı.

'TÜRKİYE İDLİB OPERASYONUNA KARŞI ÇIKACAK'

Sütçü İmam Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayıl ise Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması ve İdlib'deki statükonun korunması olmak üzere iki konuya ağırlık vereceğini kaydetti.

İsmayıl, "Türkiye, önceden olduğu gibi Rusya ve Suriye'nin İdlib'de askeri operasyon düzenlenmesine ve bölgede yeni bir göç dalgası oluşmasına karşı ısrarlı tutumunu sürdürecek" tespitinde bulundu.

'ESAD, İDLİB VE MENBİÇ KONUSU AYAK BAĞI OLUŞTURACAK'

İsmayıl, başta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın durumu olmak üzere üçlü zirvede ayak bağı oluşturacak konularıysa şöyle sıraladı: "Rus tarafı Şam yönetimini destekliyor. Türk tarafıysa buna pek yanaşıyor ve Esad'la müzakerelere onay vermiyor. İdlib konusunda da benzer bir görüş ayrılığı söz konusu. Rus tarafı Türkiye'nin bu sorunla başa çıkamayacağını düşünürken Ankara ise Rusya'nın bu bölgede askeri operasyon düzenlemesini istemiyor. Üçüncü ihtilaflı konuysa Menbiç. Esad'ın Kürtlerle müzakere yapmaya çalıştığını ve bunun Türkiye'de rahatsızlık yarattığını görüyoruz."