'İÇLERİNE 50 BİN MİLİTAN SIZDI'
BFM TV, Paris Match, Le Figaro'dan gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenleyen Macron, "Sarı Yelek olmak demek daha az milletvekili istemek, emeğinin karşılığında daha fazla ücret talep etmekse, ben de bir Sarı Yelek'im" dedi.
Sarı Yelekler'den "Belli bir iddiası ve lideri yok… Başlamasından bu yana çeşitli dönüşümlerden geçti" diye söz eden Macron, diğer yandan bu harekete 'Fransa'daki kurumların yıkımını isteyen 40 bin — 50 bin militanın sızdığı' iddiasını ortaya attı.
Macron, yurttaşın herhangi bir yasa teklifinin 700 binden fazla imza toplaması halinde hükümetin onayı gerekmeksizin meclis tarafından son şekli verilerek referanduma sunulması önerisine ilişkin Yurttaş Girişimi Referandumu (RIC) hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Referandum ihtimaline açık olduğunu, ama aynı zamanda halkın oyunun parlamentonun kararlarını geçersiz hale getirmesini istemediğini dile getiren bankerlikten gelme Fransa lideri, kendisi tarafından kaldırılan ve zenginlerin daha fazla vergi ödemesini sağlayan 'servet vergisi' konusunda referandum istemediğinin altını çizdi. Bu yüzden Fransa'da 'zenginlerin cumhurbaşkanı' lakabıyla anılan Macron, diğer tekliflere ise açık olduğunu söyledi.
Macron yönetimi, ne yapsa frenleyemediği Sarı Yelekler'e karşı, gösterileri izinsiz yapanların, yüzlerini kapayanların ve şiddet eylemlerine başvuranların sert şekilde cezalandırılmasına yönelik yeni bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Ancak bu da yeni bir tartışma başlattı ve Macron taraftarlarının bile 'yurttaşların hak ve özgürlüklerine tehdit' diye tepkisini çekti.
Macron ise Fransız medyası karşısında "Bu (iktidardaki) 20 aydan çok şey öğrendim. Beni korkuttu" ifadesini kullandı.
AKARYAKIT VERGİSİNDEN ÇIKIP TÜM SİSTEMİ HEDEF ALDI
'Zenginlerin cumhurbaşkanı'nın çevre koruma politikalarını bahane ederek akaryakıta getirdiği otomatik vergi artırımları eski model arabalarına dizel doldurarak ekmek kazanmak için yollara düşen alt gelir sınıfı mensuplarının büyük tepkini çekmiş, özellikle WhatsApp üzerinden yürüyen sohbet örgütlenmeye dönüşmüş ve haftasonu Paris'in merkezini esir alan ülke çapında protestolar başlamıştı.
Macron'un akaryakıt vergisi gibi konularda geri adım atmasından beri hareketin sistem karşıtı karakteri daha öne çıktı.