Çehov, dünya edebiyatının klasiği haline gelen, 100’den fazla dile çevrilmiş 300’den fazla farklı eserin yazarıdır.
Bu büyük ustanın eserlerinin Türkiye’deki popülerliği hakkında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Türkiye-Rusya İşbirliği Araştırma ve Uygulama Merkezi (TURUSIA) Müdürü Prof. Dr. Vedat Çalışkan şöyle anlatıyor.
Türkiye, Anton Pavloviç Çehov’un eserleriyle ne zaman tanıştı? Türkiye’de daha çok hangi eserleri biliniyor?
Anton Çehov, Türkiye'de edebiyat severlerin uzun zamandır çok iyi tanıdığı yazarlar arasında yerini almıştır. Beyaz Ruslar'ın Gelibolu (Çanakkale) gurbeti sürecinde (1920-1921), Geliboluda iki tiyatro kurmuşlardı. Bu tiyatrolarda 80’den fazla oyun sergilediler. Oyunlar aradında Çehov'un oyunları da bulunuyordu.
Günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı'nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye için hazırladığı "100 temel eser listesi"nde Dostoyevski, Turgenyev ve Tolstoy gibi dünya edebiyatının dev yazarları arasında Çehov'un hikayeleri de yer almaktadır.
Çehov'un Türkiye'de çok iyi tanınmasının bir başka nedeni de, büyük yazarın muhteşem oyunlarıdır. “Martı”, “Üç Kız Kardeş”, “Vanya Dayı” ve “Vişne Bahçesi” Türkiye’de tiyatroseverlerin yakından tanıdığı eserlerdir. Bu oyunlar çeşitli tiyatrolarda uzun yıllar boyunca tiyatroseverler ile buluşmuştur.
Siz Çehov’un özellikle hangi eserlerini okumayı tavsiye ederdiniz?
Sizce özellikle hangi konularda Çehov’un eserlerinin güncelliği korunuyor?
Gerçekten de Çehov, sözü ve kalemiyle, öyküleriyle yaşadığı zamanın çok ötesine seslenebilen ölümsüz bir yazardır.
Çehov, gündelik yaşamın ve toplumun içinden seçtiği sıradan görünüşlü karakterlerin yaşamları üzerinden anlattığı öykülerle bizleri yoğun düşüncelerin içine bırakmayı ve derinden etkilemeyi başarır her defasında.
Türkçeye çevrilen eserleriyle sayısız insanın hayatına dokunan ve güzelleştiren Anton Çehov'a Türkiye'den "iyi ki doğdun" diyerek, büyük ozanın doğum gününü en iyi dileklerimizle ve saygıyla anıyoruz.