Yevseyev, "Moskova, Suriye'nin toprak bütünlüğüne sahip çıkarak, bu ülkede yapılacak herhangi bir askeri müdahaleye karşı çıkıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye'de olası bir operasyon yapmak için gerekli askeri potansiyele sahip olduğunu, ancak operasyonun tüm zorluklarının ve olası kayıpların dikkate alınması gerektiğinin altını çizdi: "Operasyon sadece kırsal alanda değil, kentlerde de gelişecek, örneğin (Türk ordusu) Kobani'de çok kuvvetli bir dirençle karşılaşılacak. Türkiye Afrin'de 8 ila 12 bin asker kullandı, Halep'te tampon bölgeyi oluşturmak için 5-6 bin asker görev yaptı. Türkiye hiçbir yerde 15 binden fazla asker kullanmadı, bu nedenle sınır bölgesindeki 80 bin asker açıklamaları etkileyici, fakat bana göre gerçeklerle pek de bağdaşmıyor."
ABD'nin Türkiye'nin olası operasyonuna yönelik tutumunu yorumlayan Yevseyev, "ABD, (Suriye'den) çekildiklerini açıkladıkları gibi, sadece formalite icabı ‘evet' diyor. (ABD Başkanı Donald) Trump, Türkiye üzerindeki etkisini korumaya çalışıyor ve sadece bu nedenle kabul ettiğini söylüyor" diye konuştu.
'ABD'NİN KÜRTLERİN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ AZALMADAN YPG İLE İLGİLİ DURUM ÇÖZÜME KAVUŞAMAZ'
"Amerikan askerleri çekildikten sonra olası güvenli bölgeye Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gireceği, güvenli bölgenin Türk birliklerce kontrol edileceği ve Türkiye'nin ‘terör örgütünün saldırması durumunda hızlı müdahale hakkını' saklı tutacağı tahmin ediliyor. Fakat Kürt birlikler tarafından gelebilecek tehditlerin ortadan kaldırılması için böyle bir bölgenin kurulması ya da bu çerçevede operasyon yapılması şart değil. Sınırların güvenliği belli noktalarda sağlanabilir. Örneğin yeni sınır geçiş noktaları kurulabilir, var olan geçiş noktaları ise düzenlenebilir. Sınır geçiş noktalarında Suriye tarafında, Ankara ile Şam arasında arabuluculuk yapan Rus askeri polis tarafından güvenlik sağlanabilir. Teknik kontrol yöntemleri de kullanılabilir, tüm bunlar Türkiye'nin sınır güvenliği sorununun ortadan kaldırılması için kullanılabilecek reel yöntemlerdir".
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.
Çeviren: Erkan Kurtuluş