Sputnik'e konuşan Avrupalı uzmanlar ve siyasiler, ABD'nin Kuzey Akımı-2 projesi konusunda Rusya ile işbirliğine ilgi gösteren birçok ülkeye yönelik uyguladığı baskı yöntemleri ve yaptırım tehditleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
‘ABD AVRUPA GAZ PAZARININ YÜZDE 50'SİNE HÂKİM OLMAK İSTİYOR'
Alman siyaset uzmanı Erhard Crome, Sputnik'e verdiği röportajda ABD'nin bu adımlarının açık bir tehdit olduğunu belirtti:
"ABD'nin Almanya Büyükelçisi Richard Grenell'in Kuzey Akımı-2 gaz boru hattı projesinde yer alan çeşitli Alman ve Avrupalı firmalara yönelik uyarıları açık bir tehdit teşkil ediyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas bile ‘Avrupa'nın enerji politikası ile ilgili konuların Avrupa'da ele alınması gerektiğini' belirterek cesaretli davranmaya çalıştı".
ABD'nin ikiyüzlülükle AB'nin enerji bağımsızlığından ve Ukrayna'nın transit gelirlerinden ‘endişe duyduklarını' söyleyen Crome, sözlerine şöyle devam etti:
‘SİYASİ TAVİZLER ADINA BASKI'
Alman enerji politikaları uzmanı Christian Wipperfürth ise ABD'nin Kuzey Akımı-2'ye baskı yapmasının sadece sıvılaştırılmış gaz satma isteğinden kaynaklandığına inanmadığını ifade etti.
Wipperfürth, "Baskıların, Almanya'yı diğer alanlarda taviz verdirtmek için arttırıldığını düşünüyorum. Bu ticari ciro fazlası konusu ile ilgili olabilir, ya da örneğin Almanya, İran havayolu şirketinin iniş-kalkış yapma haklarını geri aldı. Almanya bunu yapmaya uzun yıllardır karşı çıkıyordu, fakat şimdi ABD'nin baskısına karşı geri adım attı" diye konuştu.
‘AVRUPALI ŞİRKETLERE ÜSTÜ KAPALI BASKI'
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden (IISS) Fransız enerji uzmanı Francis Perrin, ABD tarafından projede yer alan şirketlere yönelik üstü kapalı baskı uygulandığını savundu:
‘ABD'NİN ‘HUKUK SAVAŞLARI' AB'Yİ TEHDİT EDİYOR'
Fransa Ulusal Birlik Partisi'nden (RN) AP milletvekili Nikolas Bay, ABD'nin AB ülkelerine yönelik eylemlerini değerlendirerek, şu açıklamada bulundu:
"Amerikalılar Avrupalıların daha ucuz, güvenilir, nakliyesi rahat ve çevre dostu olmasına rağmen Rus doğalgazını değil, onların ürettiği kaya gazını satın almalarını istiyor. Bu nedenle de dış ülkede politik dokunulmazlık haklarını suiistimal ediyorlar ve AB, 1996 kararnamesinin şirketlerimizi Amerikan dış dokunulmalı hakkından koruma sağlıyor olabilmesine rağmen sistematik olarak geri adım atıyor. Sonuç olarak ABD'nin yürüttüğü bu hukuk savaşları bizim çıkarlarımızı, özellikler de Fransız Engie'nin çıkarlarını tehdit ediyor".
‘AMAÇ, AVRUPA İLE RUSYA ARASINDAKİ KAYNAK TRANSFERİ ALTYAPISINI KOPARMAK'
İtalyan Jeopolitik ve Yardımcı Bilimler İleri Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Graziani Tiberio, ABD'nin amacının Avrupa'yı parçalamak olduğunu belirtti. Tiberio, "Kuzey Akımı-2'nin hayata geçirilmesi, büyük oyunun sadece bir parçası. ABD'nin esas amacı, Avrupa ile Rusya arasındaki kaynak transferi altyapısındaki tüm bağlantıları koparmak. ABD, Avrupa'yı parçalamak, onu daha zayıf hale getirerek müttefiki ABD'ye başvurmak zorunda bırakmak için her türlü bahaneyi arıyor. ABD'nin orta vadeli olan diğer bir hedefiyse, Avrupa'ya kaya gazlarını satmak. Bu arada kaya gazının okyanus üzerinden nakledilmesinin zorluğu onları düşündürmüyor. Rusya ise ekonomik ortak olarak karşısında güçlü, parçalanmamış bir Avrupa görmek istiyor, Rusya'ya güvenilir bir alıcı lazım. Avrupa ise kendi ekonomik görevlerini yerine getirmek için yeterli kaynağa sahip değil ve bu nedenle Rus hammaddesine ihtiyaç duyuyor" diye konuştu.
TİCARET SAVAŞLARI AVRUPA'YA DA ULAŞTI
"Eğer konu Rusya Federasyonu'nu ilgilendiriyor olsaydı, şu anki Amerikan politikası rotasından herhangi sapma göstermiş olmazdı. Bu durumu dışarıdan gözlemleyerek, onu ABD'nin Çin ve Rusya Federasyonu'na karşı sürdürdükleri Amerikan ticaret savaşının bir semptomu olarak algılıyorum. Bu bağlamda artık Avrupa'nın da güvende olmayacağını düşünüyorum".
‘WASHİNGTON, AB'Yİ ABD'DEN BAĞIMSIZ HALE GETİREBİLECEK HER ŞEYE KARŞI KOYUYOR'
Polonyalı siyaset uzmanı, analist ve bağımsız gazeteci Konrad Renkas da buna benzer bir bakış açısı ortaya koydu. Renkas, "Kuzey Akımı'na karşı yapılan lobiciliğin başlıca nedenini Polonyalılardan saklıyorlar. Amerikalıların eylemleri sadece Rusya değil, Avrupa karşıtı olma özelliği taşıyor. Washington kararlılıkla AB'yi ABD'den bağımsız hale getirebilecek her şeye karşı koyuyor. Avrupa ve Rusya arasındaki her iki taraf için yararlı olan enerji işbirliğinin güçlenmesine o nedenle karşı geliyor, İran ile işbirliğine karşı sert baskı yapıyor, Çin'den Yeni İpekyolu'na karşı mücadele ediyor" ifadelerini kullandı.