Çakırözer, “Giden her beyin, yüksek teknolojide gerileme demek. Bilim üretiminde, AR-GE'de, ileri sanayide duraklama, düşüş demek. Kamu hizmetinde, sağlıkta, eğitim de nitelik kaybı demek. İnsani geri kalmışlık demek. Beyin göçünü önlemek için istediğimiz bu araştırma komisyonu kurulsa da kurulmasa da yapmamız gereken şey belli, bir an önce demokrasimizi iyileştirmek, özgürlük ve güven ortamını sağlamakla işe başlamalıyız” dedi.
1 YILDA 113 BİN KİŞİ YURT DIŞINA GÖÇ ETTİ
Türkiye'den yurt dışına göç edenlerin sayısının geçen yıl 113 bine ulaştığını vurgulayan Çakırözer, “Bu rakam bir yıl önce yani 2017'de 69 binmiş, yüzde 63 artış var. Rakamlar incelendiğinde, 2016'yla 2017 arasında gelenler arasında yüzde bir, iki diyebilecek bir artış söz konusu. Gidenlere ilişkin çeşitli araştırmalarda önemli unsurlar ortaya çıkıyor. Büyük çoğunluğu 25 ile 35 yaş arasındaki gençlerimiz. Önemli bölümü iyi yetişmiş, iyi eğitimli, meslek sahibi. Mesela Hollanda'ya son bir yıl içinde binin üzerinde mühendis, doktor, AR-GE'ci başvurmuş. Ayrıca yurt dışına göç eden kadınların oranı giderek artmakta, yüzde 37'den yüzde 42'ye çıkmış” diye konuştu.
'DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ALANINDA GERİLEME VAR'
Sorunun en önemli sebeplerinden birinin de demokrasi, özgürlükler alanındaki geri gidiş olduğunu vurgulayan Çakırözer, Türkiye'nin uluslararası arenada sıralamalarını hatırlatarak, “Bir keyfiyet rejimi kuruldu. İktidar üzerinde hiçbir denge denetim mekanizması kalmadı. Göstergelerde, hukukun üstünlüğünde 113 ülke arasında 101'inci sıradayız, basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 157'nci sıradayız, Küresel Barış Enstitüsü araştırmalarında 163 ülke arasında 149'uncu sıradayız. Medya baskı altında, sivil toplum korkutulmakta, hedef gösterilmekte” dedi.
'CEM KAPTANOĞLU, CENK YİĞİTER BU ÜLKENİN YETİŞMİŞ İNSANLARI'
Türkiye'de on binlerce yurttaşın düşünceleri nedeniyle soruşturulduğunu, tutuklandığını ve işlerinden atıldığını belirten Çakırözer, şöyle konuştu: “Memleketim Eskişehir'den örnek vereyim. Türkiye'nin en önemli psikiyatri hocası Cem Kaptanoğlu ve onlarca hocamız çok sevdikleri akademiden ayrılmak zorunda bırakıldılar. Ankar Üniversitesi'nden Cenk Yiğiter, üniversiteden atıldı, ‘Avukatlık yapayım' dedi, engellendi. Yeniden üniversiteye girdi, kazandı. ‘Öğrenci olamazsın' dediler. Pasaportu elinden alındı. Bu insanlar ne yapsınlar? Türkiye'de yaşanan Türkiye'de kalmıyor, tüm dünya görüyor. Dünyadan Türkiye'ye Erasmus'la gelen akademisyenlerin sayısında da yüzde 50 azalma var.”