Tarihçi- akademisyen Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hürriyet gazetesindeki 'Bizans tahrip edildiyse Osmanlı çoktan mahvedildi' başlıklı yazısında Rusya'nın başkenti Moskova'da Yunus Emre Enstitüsü’nün düzenlediği toplantıya değindi, Rusya- Türkiye ilişkilerinin iyi olduğı dönemlerde hem güvenlik hem de kalkınmanın iyiye gittiğine vurgu yaptı, Rusya'da okuyan Türk öğrencilerle Türkiye'de okuyan Rus öğrencilerin sayısının arttığına dikkat çekti.
"Salı ve cuma Moskova’da Yunus Emre Enstitüsü’nün tertiplediği bir toplantıda Profesör Dimitri Vasilyev ile birlikte Rusya-Türkiye ilişkileri üzerine konuştuk. Her ikimizin de yorumları Rusya ile Türkiye arasında barış olduğu vakit hem imparatorlukların güvenliklerinin hem de kalkınmanın sağlanabildiğiydi. (…)
Sovyetler Birliği zamanında yeni Türkiye ile 1948’den sonraki Soğuk Harp dönemi dışında çatışmaya girişilmedi. Soğuk Harp dönemi de bir Stalinist hataydı. Sovyetler Birliği 1960’lı yıllarda hatta 1950’lerin sonunda bu politikadan dönmeyi çok denedi. 1970’lerde sıcak bir ilişkinin kurulduğu da malum. İki ülkenin soğukluğundan en büyük zararı ilim adamları ve tarihçiler görüyor. İki mühim kaynağı, Rusya arşivlerini ve Türk arşivlerini karşılıklı olarak kullanamadık. 1989’dan sonraki dönem Rusya ve Türkiye için çok hayırlı oldu. Toplumlarımız zenginleşti. İnsanlarımız karşılıklı olarak dünyayı gördü. Kültür hayatımız bu iki cepheden renklendi.
MGIMO’da (Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Enstitüsü-State Institute of International Relations) okuyan Türklerin sayısı günden güne artıyor. Sırf Amerikan ve Anglosakson kanalıyla diplomasi öğrenmenin yeknesaklığı açık. Alternatif lazım. Moskova büyükelçiliği ve büyükelçimiz Hüseyin Lazip Diriöz yeni dönemde Moskova’da önemli bir görev üstleniyor. Büyük devletlerin Rusya ile ilişki kurmak ve onu yakından öğrenmek için başvurdukları bir merkez. Salon dolusu Türk öğrenci yeni bir dünyayı tanıyor. Kendilerinden eminler ve öğrendiklerinden dolayı mutlular. Türkiye’de de Rus öğrenci sayısı artıyor, gelecekte daha da artacak. Şehirde bir zenginleşme var. Rus şehirlerinin içinde Petersburg ve Moskova dışında bir durgunluk olduğu hep söyleniyor ama bu iki şehir bize yakın, beynelmilel entelektüel merkezler. Bu gerçekleri görmeliyiz."