Kaşıkçı olayının küresel toplum için kesinlikle sağlıklı olmadığını belirten Rus uzman, "Buna rağmen Trump, tüccar gibi davranmaya devam ediyor. ABD'nin başında başka birisi olsaydı duruş çok daha sert olabilirdi. Trump için insan hakları ikincil öneme sahip" diye anlattı.
Suudi Arabistan'ın Amerikan eliti üzerinde belli etkiye sahip olduğu görüşünü dile getiren Zolotaryov, Washington'un 11 Eylül saldırıları nedeniyle de Riyad'a karşı yaptırımlar uygulamayı reddettiğini hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: "Bu yüzden Kaşıkçı olayında da Washington büyük ihtimalle gösterişli tedbirlerle sınırlı kalacak. Yaptırımlar, sancısız ve geçici doğaya sahip olacak ve sadece küçük bir grubu kapsayacak. Anlaşmaların iptal edileceğini veya askeri işbirliğinin askıya alınacağını söylemenin hiçbir anlamı yok".
Her iki ülkenin son derece birbirine bağımlı olduğunu söyleyen Kurtov, "Suudi Arabistan, Amerikan silahının en büyük alıcısıdır. Stockholm Dünya Sorunları Araştırma Enstitüsü'nün (SIPRI) verilerine göre, 2013-2017 döneminde kraliyetin ABD'nin genel satışlarındaki payı yüzde 18'di" diye hatırlattı.
Trump'ın bu ‘sinik duruşunun' ABD'nin insan hakları alanındaki çifte standartlarını yansıttığını kaydeden uzman, "Elbette Kaşıkçı, ABD vatandaşı değildi ama Amerikan başkan şimdi veliaht prensle kavga etmemek için bariz bir şekilde çatışmayı sınırlandırmaya çalışıyor" dedi.
ABD'nin her zaman Suudi Arabistan'daki insan hakları ihlallerine göz yumduğunu söyleyen Kurtov, diğer yandan söz konusu Rusya ve diğer ülkeler olunca Washington'un bu konuda sert duruş sergilediğini hatırlatarak şu yorumda bulundu: "Eğer ABD gerçek yaptırımlar uygularsa Suudilerin yanıtı Amerikan ekonomisi için çok yıkıcı olabilir. Riyad, 2016'da ABD'deki varlıklarını satışa çıkararak finansal piyasaları çöktürmekle tehdit etmişti. Sanırım Washington bu olaydan ders çıkardı ve beyanlardan öteye geçmeyecek".
