Güler'in dirseklerinin yaralı olduğunu anlatan Galin, Akın Öztürk'le ilgili olarak şunları söyledi:
"İçeride elleri ve ayakları kelepçelenmiş üst rütbeli askerler vardı. Bunları makasla kesip kurtardık. Bu sırada orada bulunan ancak derdest edilmediği her halinden belli olan Akın Öztürk de bana doğru yönelip, 'beni de kurtardın Galin' diyerek sarılmak istedi. Ben Akın Öztürk'ün durumunu derdest edilenlerden farklı değerlendirdiğim için sarılma isteğini elimle iterek reddettim."
'ÖNCEDEN BİLİYORDU'
Sabah gazetesinden Ersan Atar'ın haberine göre; tanık Albay Galin, üssün karargah binası içinde bazı üst rütbeli askerleri kurtardıktan sonra Yuva-4 misafirhanesinde de esirlerin bulunduğunun söylendiğini, aralarında Akın Öztürk'ün de yer aldığı grubun buradaki kişilerin de kurtarılması için oraya gidilmesini istediğini anlattı:
'SAVCILAR BELGE KIRPIYORDU'
Tanık İbrahim Galin darbecilerin, kalkışmanın başarısız olacağını anladıktan sonraki aşamada delilleri nasıl yok etmeye çalıştıklarını, bunu da kalkışma faaliyetinden hemen sonra üsse gelen ve daha sonradan FETÖ'cü oldukları anlaşılan askeri savcılar eliyle yaptıklarını da şöyle kaydetti:
"İlerleyen saatlerde sürekli bazı evrakların kırpıldığını gözlemledim. Bu faaliyeti askeri savcılar yürütüyordu. Üs Komutanı darbeci Hakan Evrim'in odasında da bu faaliyet yürütülüyordu. Sonradan da üssün birçok yerinde kırılmış, atılmış tabletler, cep telefonları, sim kartları gördük. Adli makamlara haber vererek bu delillerin toplanmasını sağladık."