Konu ile ilgili açıklamada bulunan polis sözcüsü, "Rapora göre, kayda geçirilmemiş sığınmacıların raporlarının büyük çoğunluğu son üç yılda oluşturulmuş. Bu nedenle birçoğunun Danimarka'dan ayrıldığına inanıyoruz" dedi.
Olay hakkında önemli bilgiler aktaran Ulusal Yabancılar Merkezi Başkanı Helga Lund Laursen," Tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki sadece az sayıda sığınmacı, bir önceki konaklama yerlerine dönecek" yorumunda bulundu.
Bundan sonraki süreçte neler yaşanabileceğine de değinen Laursen, polisin vergi ve istihdamdan sorumlu kamu görevlileri ile işbirliği içinde yürütülen ‘sosyal damping'e (iş gücünün ucuz olduğu işçi pazarına yönelmek) karşı özel operasyonlar ile birlikte ve devriye görevi sırasında sığınmacılar ile karşılaşmasının oldukça muhtemel olduğunu vurguladı.
Polisin göçmenlerin izini kaybetmesi sonrası muhalefette bulunan sosyal demokratlar, olaydan ötürü hükümeti sorumlu tutarken, olayın muhatabı olarak da Danimarka Göçmenlik Bakanı Inger Støjberg'i işaret etti.
Polisin kayıp şahısları bulma çabalarını hızlandırması için çağrıda bulunan Sosyal Demokratlar Partisi hukuk raportörü Trine Bramsen, başvurusu reddedilen sığınmacıların durumuna ilişkin yorumda bulunurken, "Danimarka'da yasadışı olarak kolayca çalışabilir ve Danimarka işgücü piyasasını zayıflatabilir veya en kötüsü potansiyel teröristler bile olabilir" dedi.
Sığınmacıların izinin kaybedilmesine ilişin açıklamada bulunan Danimarka Polis Sendikası Başkanı Claus Oxfeld, politikacıların polise mevcut iş yükünden daha fazla görev vermenin sonuçlarını dikkate alması gerektiğinin altını çizdi. Oxfeld, " Takip görevini üstelenebilecek yüzlerce polis memurumuz yok" dedi.
Sığınma ve göçmenlik yasalarının ve prosedürlerinin oldukça katı hale getirilmesinin ardından, Danimarka, sığınma hakkı elde edilmesi en zorlu AB ülkelerinden biri haline gelmişti. 2017'nin ikinci çeyreğinde, Danimarka'ya yapılan sığınma taleplerinin sadece yüzde 26'si kabul edildi. Bu rakam AB ortalamasının oldukça altına kaldı. Yılın döneminde ise Danimarka'nın komşuları İsveç ve Almanya, yapılan sığınma taleplerinin yüzde 48'ine olumlu yanıt verdi. Yapılan sığınma taleplerine olumlu yanıt verme ortalaması AB genelinde ise yüzde 46 olarak belirlendi.