TÜRKİYE VE AVRUPA ARASINDA YOĞUN DİPLOMASİ TRAFİĞİ
Peki, Avrupa'nın Türkiye'ye attığı bu adımları nasıl değerlendirmek gerekir? ABD'nin saldırgan politikası ele alındığında Avrupa'yı bu tablonun neresinde görmek gerekir? Konuyu
Avrupa Birliği ve Devlet Eski Bakanı Egemen Bağış, Sputnik'e değerlendirdi.
‘AVRUPA TÜRKİYE'NİN KENDİLERİ İÇİN ÖNEMİNİN HER ZAMAN FARKINDAYDI'
‘AVRUPALI LİDERLERİN ‘AYRICALIKLI ORTAKLIK' İLE NEYİ KAST ETTİKLERİ BİLE BELİRSİZ'
‘ERDOĞAN, TÜRKİYE'Yİ AVRUPA'NIN ÜLKESİNE BİÇTİĞİ İMAJIN ÖTESİNE GEÇİRDİ'
"Maalesef, Avrupa'da Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu liderliği çekemeyen, onun şahsı üzerinden Türkiye'ye saldıran bir takım kesimler olduğu gerçek. Bunu geçmişte farklı liderler denediler ama hiçbiri başarılı olamadı. Anlayamadıkları şu: Tayyip Erdoğan, sadece kendi başına bir kişi değil, o arkasında 81 milyonun durduğu ve 15 Temmuz darbe girişiminde demokrasiye bağlılığını bir kez daha ve milletiyle beraber ispat etmiş, halkı tarafından gerçekten sevilen bir lider. Tayyip Erdoğan'ın söylemlerinden Avrupa'nın hoşnut olmadığını görebilirsiniz. Ama eylemlerine baktığınızda da Türkiye'yi Avrupa Birliği standartlarına en çok yaklaştıran siyasetçi de o olmuştur. Türkiye'de bireysel özgürlüklerin ve azınlık haklarının artması, hep onun döneminde gerçekleştirilen reformların sonucudur. O yüzden Tayyip Erdoğan'ı kendilerinin Türkiye'ye biçtikleri imajı engelleyen bir barikat olarak görüyor olabilirler. Ama şu da bir gerçektir ki; Türkiye istikrarlı ve tecrübeli lideriyle geleceğe emin adımlarla ilerliyor."
‘TÜRKİYE ALTERNATİFSİZ DEĞİL, AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE'NİN OLMAZSA OLMAZI DEĞİL'
"Bugün ABD'deki Trump yönetimi yalnızca Türkiye aleyhtarlığı yapmamaktadır; Fransa'nın, Almanya'nın, yanı başındaki Kanada ve Meksika'nın dahi çıkarlarına zarar verecek eylemler içerisine girmektedir. Rusya'nın, Çin'in, Hindistan'ın, Ortadoğu genelinin Amerika'yla ilgili tedirginlikleri olduğu da bir gerçektir. O yüzden Avrupalı müttefiklerimizin Türkiye'yle işbirliği yaparsak olası tehditlere karşı güç birliğine gitmesi son derece makul ve mantıklıdır. Türkiye, defalarca söylediğimiz üzere, Avrupa'nın karşılaştığı sorunların panzehirdir. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne olan ihtiyacı ile Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye olan ihtiyacını karşılaştırdığınız zaman iki tarafın da birbirine çok büyük bir fayda potansiyeli olduğunu görürsünüz. O yüzden, herkesin aklını başına toplayıp geleceğe mantıklı ve makul formüllerle adım atmasını sağlamamız gerektiğini düşünüyorum."