Gelişmeleri ve gidişatı siyaset bilimci ve yazar Aydın Sezer ile konuştuk.
‘KASIM YAPTIRIMLARININ İÇERİSİNDE DOĞALGAZ YOK'
Aydın Sezer, ABD ile Türkiye arasında bilek güreşi devam ederken, 4 Kasım tarihinde İran'a uygulanacak yaptırımların içerisinde sadece petrol ve petrol türevlerinin yer aldığı, doğalgazın bulunmadığına dikkat çekti. Türkiye'nin 1990'lardan kalan bir anlaşma sayesinde doğalgaz ithalatı yapabileceğini belirten Sezer, para transferleri konusundaki yasaklama nedeniyle İran gelirlerinin Türk Lirası cinsinden Türkiye'de yabancı bir bankada tutulmasına dair mutabakat olduğu bilgisine eriştiğini belirtti:
‘İKİ ÜLKE ARASINDA YAPISAL SIKINTILARIN İŞARETİ'
Türkiye ile ABD arasında son dönemdeki pazarlıklara da dikkat çeken Sezer, gelişmelerin iki ülke arasındaki ‘yapısal sıkıntıların' işareti olduğuna dikkat çekti:
‘RAHİP KRİZİNDEN ÖNCE DE YAPTIRIM LİSTESİNDEYDİK'
Aydın Sezer, Türkiye'nin rahip Brunson krizinden önce de yaptırım listesinde olduğunu anımsattı. Ancak Sezer'e göre, ‘ABD Türkiye'ye resmi anlamla yaptırımlarla ilgili tüm silahlarını çekmiş değil'. Türk ekonomisine hasar verilmeye çalışıldığının da bir gerçek olduğunu vurgulayan Sezer'e göre, Türkiye'nin ABD'ye misilleme olarak aldığı yaptırım kararlarının çok önemli sonuçları olmayacak:
‘ERDOĞAN İLE PUTİN ARASINDA SEÇİMLERDEN SONRA GENİŞ KAPSAMLI BİR GÖRÜŞME YAPILMADI'
Aydın Sezer'e göre, Türkiye-ABD krizinin derinleşmesinin en önemli nedenlerinden biri Türkiye-Rusya yakınlaşması. Sezer, Türkiye'deki seçimlerden sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında geniş kapsamlı bir görüşmenin yapılmamış ve sürekli ötelenmiş olmasına dikkat çekti:
‘TÜRKİYE'NİN CİDDİ BİR EKONOMİK PROBLEMİ VAR'
Sezer, Türkiye'nin ciddi ekonomik problemleri olduğunu anımsattı. Sezer'e göre Türkiye, ABD ve Rusya arasında giderek sıkıştığı bir diplomatik kriz noktasında taraflardan ABD'ye tavır almayı tercih etti:
‘AB KAYITSIZ ŞARTSIZ TÜRKİYE'NİN YANINDA DEĞİL'
Sezer'e göre, ABD ile yaşanan kriz Türk siyasilere yeni bir vizyon açacak. Avrupa Birliği'nin yaptığı açıklamalarla kayıtsız şartsız Türkiye'nin yanındaymış gibi çizdiği tablonun gerçekçi olmadığını belirten Sezer, Avrupa Birliği sermayeli birçok şirketin üretim üssü olarak Çin'i tercih ettiğine dikkat çekti: