Turistlerin başka kültürler tanımak istediğini ifade eden Demircan, "Arap kültürünü yansıtan esnafa müdahale etmek gerekmez mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bizim sorunumuz şu; hızla büyüdüğümüz için, esnaf turiste sunacak özgün bir şey bulamayınca kolayına kaçıyor. Bir yıl önce Arapça tabelalar daha fazlaydı, Arapça müzikler yine daha fazlaydı bugün daha az. Esnaf, işin kolayına kaçıp müşteriyi tavlamak için böyle davranıyor. Oysa turist görmediği şeyi tercih eder. Büyümekte olan ekonomilerde böyle şeyler oluyor. Zaman zaman müdahalemiz oluyor.
'ARAPLAR İYİ Kİ VAR, PARAYI BIRAKAN ONLAR'
Sorun, Arapça tabelanın sunum tarzı, iptidailiği, estetikten uzak oluşu. Işıl ışıl neonlar estetikten uzak. Arapça düşmanlığı değil yoksa derdimiz. Derdimiz kalite ve estetik. Araplar iyi ki var. Bu, Avrupalılar gelmesin anlamında değil tabii. İstanbul'a gelen turistte Araplar ilk sırada. Alışverişte ilk sırada Araplar var. Parayı bırakan da Araplar. Şu gelsin bu gelmesin diyemeyiz. Şehre gelen Avrupalılarda düşme vardı fakat şimdi Alman turistlerde artış bekliyoruz."
Demircan, şöyle devam etti:
"Bu durgun dönemde istiklal'in altyapısını bitirdik. Bittiğinde turizm sezonu yeniden canlanma dönemine girdi. Bugün İstiklal'de boş yer kalmadı, her yer doldu. Dükkan kiraları TL üzerinden artık ve 100 bin lira civarında. Beyoğlu tarihinin en iyi cirosunu yapıyor. Dönem dönem çalkantılar olacaktır ama elinizdeki kapasite ve insan gücü önemli. Biz de böyle toparladık. Geçen yıllarda ‘Beyoğlu bitti, tükendi' lafları edildi. O dönemde, ‘Beyoğlu belki olumsuz bir dönem yaşıyor ama 2019 tahmin edilmeyeceği kadar iyi olacak' demiştim. Bugün Beyoğlu eski canlılığını kazandı."