Washington Post yazı kurulu, 'Trump Türkiye'ye baskı uygulamakta haklı, sadece bunu yapış şekli yanlış' başlıklı makalesine, şöyle başladı:
'LİRANIN ÇÖKÜŞÜNÜN SORUMLUSU TRUMP GİBİ GÖZÜKTÜ'
''Türkiye'nin ekonomisi krizde, 20 yıllık ilerlemeyi silecek bir çöküşün eşiğinde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Türkiye'den alüminyum ve çelik ithalatına gümrük vergisini ikiye katladığını açıklayan Başkan Trump'ı ekonomik savaş açmakla suçluyor. ABD'nin bu eylemi düşüncesizceydi, çünkü öncelikle liranının çöküşünün sorumlusunun bizzat Erdoğan olmasına rağmen kim olduğu konusunda Türklerin kafasını karıştırabiliyordu.''
"Trump is right to push Turkey. He’s just doing it wrong." https://t.co/2oBEgdI7xM via @PostOpinions
— Washington Post (@washingtonpost) 16 Ağustos 2018
'TEK ADAMLIK, YABANCI YATIRIMCILARIN SİNİRİNİ BOZUYOR'
''Haziranda güçlendirilmiş yeni başkanlık sistemi için cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasından beri, Erdoğan, Türkiye'nin fena halde bağımlı olduğu yabancı yatırımcı ve borç vericileri rahatsız eden tek adam yönetimine geçişi tırmandırdı'' değerlendirmesini yapan gazete, şöyle devam etti:
'MALİYE BAKANLIĞI DAMADA EMANET'
''Damadını maliye bakanı yaptı ve hükümranlığını Merkez Bankası üzerinde de kullanarak umutsuzca ihtiyaç duyulan faiz oranları artışını engelledi. Bunun öngörülebilir sonucu da Türk lirasının dolar karşısında hızla değer kaybetmesi oldu ki, bu da yabancı kredi alan pek çok şirket ve bankanın iflas etmesi tehdidini doğurdu.''
''İçerde çok büyük çaplı baskı kampanyası, İsrail, Almanya, Rusya dahil diğer devletlere kabadaylık yapmaya yönelik kendini kandıran girişimler gibi ekonominin kötü yönetilmesi de Erdoğan'ın giderek megalomanyaklaşan yönetiminin bir parçası. Türk hükümdar, diğer devletlerle dövüşmekten sonunda geri adım attı, ama bu kez de ülkesinin en yakın askeri müttefiğiyle, yani ABD'yle boy ölçüşmeye kalkıştı.''
'TRUMP ERDOĞAN'LA ANLAŞMAYA VARDIĞINI SANMIŞTI'
''ABD'yi Pennsylvania'da yaşayan ve eski müttefiği olan rakibini iade etmeye zorlama görünümü taşıyan bir girişimle Erdoğan düzmece suçlamalarla bir dizi ABD vatandaşını hapse attı. Bunlardan biri olan rahip Andrew Brunson'dan Erdoğan konuşmalarında açıkça 'pazarlık kozu' diye söz etti. Trump, temmuzdaki görüşmelerinde Türk diktatörüyle Brunson'ın serbest bırakılması için anlaşmaya vardığını sanıyordu. Ama Türkler, Brunson'ı bırakma sözünü yerine getirmeyince öfkelenen Beyaz Saray, önce Türk hükümetinden iki bakana yaptırım açıkladı, ardından yeni gümrük vergilerini duyurdu.''
'YAPTIRIM UYGULANAN KİŞİ VE KURUMLARIN ÇAPI GENİŞLETİLMELİ'
''Trump yönetiminin misillemesindeki sorunlardan biri dargörüşlü şekilde Evanjeliklerin büyük ses getiren davasına dönüşen Brunson'a odaklanması. Trump, Türkiye'de tutuklu 20 ABD vatandaşı ile ABD konsolosluklarının birkaç Türk çalışanının hepsinin birden serbest bırakılmasını talep etmeliydi. Üstüne üstlük, gümrük vergilerinin siyasi silah olarak kullanılması uluslararası kuralların tehlikeli şekilde ihlal edilmesidir. Trump yönetiminin, yaptırımları uygunsuz gözaltılar ve diğer insan hakları ihlallerinde rol alan bireyleri kapsayacak şekilde genişletmesi ve Kongre'nin talep ettiği gibi F-35 savaş uçaklarının Türkiye'ye teslimatını durdurması daha doğru olurdu.''
Washington Post yazı kurulu, ''Yine de Erdoğan'a karşı sertleşme kararı doğru karardır'' yorumunda bulunarak şu gerekçeleri sundu:
'RUSYA'NIN O KADAR PARASI YOK'
''Anlaşılan Trump, Erdoğan üzerinde kesin sonuç verecek bir baskı gücü olduğuna inanıyor ve muhtemelen de haklı. Ama bunu sadece bir Hıristiyan rahibi kurtarmak için değil, aynı zamanda dengesiz bir lidere hem kendi halkına hem de dünyanın geri kalanına karşı diktatörü oynamanın bedelini göstermek için kullanmalı.''