"Benim için sürpriz olmadı ama hoş da olmadı. Sürpriz olmadı çünkü daha önce de benzer konu Ömer Diken ile yaşandı. İzmir'de Balyoz mahkemesinde kararı veren mahkeme başkanıydı. Daha önce Yargıtay'da oldu. Böyle garip gelgitler yaşanıyor.
Bu adamları tutukladılar. Örgüt üyeliğinden yargıladılar. Ellerinde çok sağlam kanıtlar var dediler. Bunların işlediği suçlardan yargılamış olsalardı, mesela Balyoz davasında bu dosyayı niye onayladınız deselerdi. Ardından Anayasa Mahkemesi başka bir karar verdi, Kartal Mahkemesi beraat kararı verdi. Bunlardan dolayı yargılanmış olsalardı daha sonra örgüt suçlaması yaparlardı, ceza verirlerdi ve kimse de sesini çıkarmazdı. Bir tek Ergenekon davasıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı bir iddianame yayınladı. Balyoz kararları beraat olarak tecelli ettikten sonra Kartal Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı 7 kişiyle ilgili itirazda bulundu. Tam 3 seneyi geçti. Bu insanlarla ilgili kararlar onanmış değil. Ne bekletiyorlar? Siyasi iktidar bu işten nemalanmanın yollarını arıyor.
Bu işlerin üstüne gidilmiyor çünkü o dönemde birlikte hareket ediyorlardı. İşlerine geliyordu. Askeri vesayeti tasfiye etmek için bu davalar beraber kurgulandı. Koskoca yargıç 30 yılını bu işe vermiş, ben anlamadım 8 tır dolusu evrakı nasıl inceleyeceğim diyor. 8 tetkik hakim incelemiş, görmemiş, ben nasıl göreyim diyor. Bunların hepsinin sahtekarlık ürünü olduğu anlatıldı, bilimsel olarak çöp olduğu ortaya kondu. Birleşmiş Milletler mahkemesi bunun yanlış olduğunu söyledi. Sen nasıl hakimsin böyle bir şey olabilir mi? Hukuk öylesine siyasileşti ki hiçbir konuda tam bir berrak vizyona sahip olmak mümkün değil. Niye bu 7 kişinin davası henüz Yargıtay'da onaylanmadı bilemiyoruz. Bir hesap var. Bu adamların işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları sağlanmadan haklarında verilecek kararların hukuken altı boy kalır.