'TERÖR PROPAGANDASINDAN'
Davanın gerekçesi, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı sırasında yapılan 'barış' açıklaması. Hamzoğlu ve Çelebi’yle birlikte HDK bileşeni partilerin temsilcileri olan toplam 11 siyasetçi, Afrin'le ilgili Ankara'da yapılan basın açıklaması nedeniyle "Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme, Terör Örgütü Propagandası Yapmak" (Türk Ceza Kanunu 216/1, Terörle Mücadele Kanunu 7/2, TCK 53, 63) suçlamasıyla yargılanıyor.
#HamzaoğlunaÖzgürlük
— TürkTabipleriBirliği (@ttborgtr) 18 Temmuz 2018
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu “Dilovası Raporu” olarak bilinen çalışmasında bebeklerin sağlığını daha anne karnındayken tehdit eden etmenlerle dünyaya gözlerini açtıklarını göstermiş ve önemli bir çevre sorununu bilimsel bir çalışmayla görünür hale getirmiştir. pic.twitter.com/SPpotvp9xK
'SAVAŞ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR'
Türkiye'nin en önemli çevre sorunlarından birinin insan sağlığına zararlarını gözler önüne seren 'Dilovası Raporu' ile de tanınan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, 5.5 aydır tutukluydu.
Hamzaoğlu, duruşmadaki savunmasında ''Ben bir hekimim ve halk sağlığı uzmanıyım'' vurgusu eşliğinde ''Savaş insan eliyle yaratılan önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. Ben insana kalabilmek istiyorum'' mesajını verdi.
''Yaşananlar açıklamamızı doğruladı: Yüzlerce kişi öldü, kent merkezi yağmalandı ve Afrin Suriye iç savaşının bir parçası haline geldi'' görüşünü dile getiren HDK Eş Sözcüsü, bir hekim olarak hastaların hasta olmadan önce ne yapılması gerektiğiyle ilgilendiğini belirterek ekledi: ''Günümüzde en çok öldüren sakat bırakan olaylar halk sağlığı sorunudur. Bunların en çok meydana geldiği savaşlar da önlenebilir halk sağlığı sorunudur.''
'ÖLMEDEN ÖNCE SON KEZ ANNEMİ GÖREMEDİM'
'Basın açıklamasındaki sözlerde suç arandığını, ancak devletin doğrusu ile hakikatin farklı olduğunu, devletin işgal kelimelerini kullanmayı suç saymasının hakikati değiştirmediğini' savunan Hamzaoğlu, ayrıca getirildiğinde konulduğu nezarethanede insan dışkılarının olduğunu anlattı.
Mahkemeye kravatla çıkmasına da izin verilmediğini, bu engelin sebebini sorduğunda 'kravat iyi hal göstergesi' yanıtını aldığını aktaran profesör, annesinin yoğun bakımda kalmasına rağmen tutukluluğunun cezaya dönüştürüldüğünü, ölmeden önce son bir kez annesini göremediğini belirterek şunları söyledi:
'SUÇ ALETİ: 322 KELİME'
''Peki suç aleti neydi? 322 kelime, 27 satırdan oluşan bir basın açıklaması. Yazar Daniel Defoe'nun bir sözü vardır: ‘Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyor diye onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bu söze katılıyorum. Savaş karşıtlığı, barış için mücadele, 21. yy insanının insan kalabilmesi için bir zorunluluktur. Savaş insan eliyle yaratılan önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. Ben insana kalabilmek istiyorum, tüm dostlarım gibi.''