RS FM'de pazartesi ve çarşamba günleri 19.15'te yayınlanan Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki ile 'Söylemesi Bizden' programında, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Diyarbakır'da yaptığı mitingi ve Danıştay üyesi olan Aysel Demirel'in Muharrem İnce'yi eleştiren tweeti değerlendirildi.
RS FM'de yayınlanan 'Söylemesi Bizden' programcısı İsmail Saymaz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"CHP, Diyarbakır'da en son 2011'de bu şekilde bir miting yapmış. Bugüne kadar kapalı salon etkinlikleri yapmış.7 yıldır hiç miting yapılamamış. Topladığı kalabalık geçen günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın topladığı kalabalığın da üzerinde ve daha coşkulu. Gelen HDP'liler de varmış ve gelmelerinin sebepleri şunlarmış: Birincisi Muharrem İnce'yi çözüm sürecinin başlamasını sağlayacak bir siyasetçi olarak değerlendiriyorlarmış. Ona şans vermek için bir adım attıklarını beyan etmişler. İkincisi oylarını ilk turda Selahattin Demirtaş'a ikinci turda Muharrem İnce'ye vereceklerini belirtmişler. Üçüncüsü İnce'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan daha alçak gönüllü ve daha yüz yüze ilişki kurduğunu, Erdoğan'ın daha tepeden baktığını iddia etmişler. Bu nedenle böylesi bir yakınlık kurduklarını söylemişler."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2014'te Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliğine atanan, ardından da Danıştay üyesi olan Aysel Demirel, kişisel Twitter adresinden CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi eleştirerek "Muharrem İnce zihniyetindekilerin yaşattıklarını unutmadık unutmayacağız" sözlerini paylaştı. Danıştay üyesi Demirel, tweet'i gelen tepkiler üstüne sildi."
'Söylemesi Bizden' programcısı Akif Beki konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Yargının siyasallaşması tartışmamız son 9 yıldır alevlenerek devam ediyor. Daha önce de vardı. Yargı yine siyasallaşmıştı ama seçilmiş iktidara direnen 12 Eylül askeri rejiminin bekçiliğini yapan ve onun adına seçilmiş iktidarları zapturapt altına almaya çalışan bir yargı düzeni vardı. Bu yargı bazen meclisin bazen idarenin yetkilerini gasp etmek ile suçlanıyordu. Yargı ile ilgili böyle şikayetler vardı ve bütün bu sorunlar ‘yargının siyasallaşması' başlığı altında toplanıyordu. Bu sefer tersinden, iktidar adına, yeni Türkiye düzeni adına bekçiliğe soyunan bir yargı realitesi uç vermeye başlıyor. Bu ülkenin buna ihtiyacı yok. AK Parti resmi ideolojiye karşıydı. Bugün ‘Ben iktidara geldim, artık benim fikrim resmi ideoloji olacak' demek olamaz. Resmi ideoloji yanlışsa sen iktidara geldiğinde senin dayattığın ideolojinin de dikte edilmesi yanlıştır."