Aziz Andrey Vakfı'nın gerçekleştirdiği 'Kültürlerarası Diyalogda Rusya ve Türkiye' konferansında Sputnik'in sorularını yanıtlayan Arat "Türk-Rus Forumu 2010 yılında kuruldu ve 2013 yılında tam olarak faaliyete geçti. Biz şimdiye kadar üç forum gerçekleştirdik. Bu forumun bünyesinde 11 tane komite var. Bu komiteler, çok çeşitli sektörlerini içeriyor. Biz bunların daha fazla ilişkiye girmelerini teşvik ediyoruz. Hatta bugünkü toplantı bile, bizim forumumuzun teşviki neticesindedir; keza Gelibolu'daki tören de öyle. Son iki ay içerisinde pek çok toplantı yapıldı. Mesela 26 Mart'ta Alanya'da Türk-Rus İş Forumu yapıldı, çok kalabalık bir grup katıldı. O forumdan sonra yine Alanya'da oradaki üniversite ve Rus Kültür ve Eğitim Derneği'nin daveti üzerine orada Gelibolu'ya gelen Ruslarla ilgili sergi açtım ve orada konuşma yaptım. O toplantıya Avrupa'nın 20 değişik ülkesinden Ruslar ve 1917'de Türkiye'ye gelen Rusların evlatları, torunları geldi" dedi.
Rusya ve Türkiye'nin 2019 yılını 'Kültür ve Turizm Yılı' ilan ettiğini hatırlatan Arat "O çerçevede değişik etkinlikler planlanıyor. Bu gibi etkinlikler giderek artıyor. Biz hep şunu söyledik. İki devlet arasında her zaman sorun veya krizler olabilir. Ancak bu krizlerin insani ilişkileri etkilememeli. Sorunlarımızın üstesinden gelmek bazen zaman alıyor. Birbirine kaynamış iki toplum var, her iki ülkede de birbirinin vatandaşlarıyla evlenip oraya yerleşmiş aileler var. Türkiye'de eğitim gören Ruslar olduğu gibi Rusya'da öğrenim gören Türk öğrenciler var. Kriz döneminde bazı Rus okulları bu öğrencileri çıkartırken bazıları bu öğrencileri titizlikle muhafaza etti. Bugün o öğrencileri muhafaza edenler kazandı. Bunları görmemiz lazım. Krizler, kazalar olabilir. İki ülke içerisinde çeşitli gruplar ve bu gruplar arasında anlaşamayanlar olabilir. Ancak ne olursa sosyal ve beşeri ilişkilerimizin etkilenmesine müsaade etmemeliyiz" diye konuştu.
İstanbul Aydın Üniversitesi'nde tarih boyunca vatanlarından kopup bu topraklara gelenlerle ilgili bir müze açma hazırlığında olduklarını söyleyen Arat "Bu kişilere ‘sığınmacı' veya ‘sığınan' diyorlar. Ben onun yerine ‘Türklere güvenenler' diyorum. Çünkü bu topraklara gelen insanlar için de krallar, yöneticiler de oldu ancak çok sayıda mazlum da yer aldı. Bunlar içinde çok çeşitli gruplar var; Afganlar, Macarlar, Suriyeliler, Alman bilim adamları, Kürtler var. Biz de İstanbul Aydın Üniversitesi ve Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı (TAÇ Vakfı) katkılarıyla bütün bu grupları kapsayacak bir müze hazırlığındayız. Rusya'yla ilişkilerimiz çok hızlı geliştiği ve gelen Ruslar arasında her tabakadan insan olduğu için önceliği Ruslara vermeye karar verdik. Zira Rusların içinde, askerler komutanlar, mühendisler, yazarlar, oyuncular ve aklınıza gelebilecek her tür kesimden insan var. ‘Türklere Güvenenlere' yer verecek olan müzenin ilk kısmı ‘Türkiye'ye Güvenen Ruslar' olacak. Çalışmaların bir yıl gibi bir süre içinde tamamlanacağına inanıyorum" dedi.