Rusya Merkezi Seçim Komisyonunun açıkladığı resmi olmayan sonuçlara göre, oyların yüzde 76.67'sini alan Vladimir Putin 4'üncü kez devlet başkanlığı görevini üstlenecek. Rusya'daki seçimleri ve seçimlerin Türkiye-Rusya ilişkilerine yansımasını uzmanlar Sputnik için değerlendirdi.
‘PUTİN VE ERDOĞAN İYİ BİR DİYALOG İÇERİSİNDE'
"Türkiye açısından avantajlı bir konum şu anda. Putin, Türkiye'de iyi bilinen, tanınan bir siyasi liderdir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile iyi bir diyalog içerisindeler, görüşüyorlar. Bence Vladimir Putin'in seçilmesi ister Rusya'da ister diğer bölgelerde yürüttüğü meselelerde de bir nevi devamlılık olduğunun göstergesi. Türkiye açısından bilinen bir politikacı, iki devlet başkanı çok iyi görüşüyorlar, iyi bir diyalog var. Türkiye açısından avantajlı bir durum, yani yeni bir durum, sürpriz bir durum değil, bence çok iyi. Ama burada tabi ki Rusya halkının tercihi önemli ve buna saygı duymamız gerekiyor. Rusya halkı da Devlet Başkanı Putin'i tekrar seçilmesine karar vermiştir, saygı duyarız."
'RUSYA'YA YÖNELİK YAPTIRIMLAR SEÇİME KATILIMI ETKİLEDİ'
"Rusya toplumunun daha konsantre olarak bu seçimlere daha sorumlu yaklaşmasını öne çıkarmıştır. Bu nedenle de Rusya'da seçmen seçkide aktif olmuştur, bu bir. İkincisi de şöyle düşünmek gerekiyor, seçimler gittikçe her toplumun hayatında önem kazanmaya başlıyor. Çünkü kendi yaşamını belirleyen bir süreç, ileriki dönem için önemli. Bu nedenle her topluluk da gittikçe o siyasi bilincinde yüksekliği ile bu tür meselelerde aktif bir rol oynamaya çalışıyor. Ben burada birinci etkenin önemli olduğunu düşünüyorum. Şu anda Rusya bir nevi kuşatma altında gibi gözüyor. Bu nedenle Rusyalı seçmen de kendi kaderini belirlerken çok aktif olmaya çalıştığı gibi düşünüyorum."
Rusya'nın geniş bir coğrafya olduğunu vurgulayan Toğrul İsmayıl, iktidarın bu kadar seçmeni etkinliklerle ya da zorla seçim merkezlerine götürmesinin mümkün olmadığını, seçmenin kendisinin de seçime katılma konusunda aktif olduğunu kaydetti. İsmayıl, seçimlere katılan adayların da seçime katılma konusunda etkili olduğunu, bazı adayların aldıkları oyların da Rusya için az olmadığını söyledi. İsmayıl, "Mesela Kseniya Sobçak renkli bir sima, bir hanım aday, başkanlıkta ilk defa aktif idi hanımlar da. Aldığı oy da gayet iyi, bir çok ünlü ve aktif politikacıdan da hiç de az oy almadı, tek başına" dedi. İsmayıl, katılım oranın da gayet normal olduğunu, daha öncesi seçimlerde de katılım oranın çok da düşük olmadığını kaydetti.
‘YÜZDE 60'IN ÜZERİNDEKİ KATILIM SÜRPRİZ OLDU'
Seçimlere katılım oranlarına ilişkin açıklamaların kendisi açısından enteresan olduğunu vurgulayan Sezer, "Yüzde 60'ın üzeri benim için aslında çok büyük bir sürpriz. Ben bu kadar yüksek olacağını beklemiyordum. Seçim sonuçlarına ilişkin eğer bir yorum yapmak gerekirse katılımın bu denli yüksek olması sanırım seçimin en önemli unsuru olarak karşımıza çıkıyor" dedi. Sezer, seçimlere katılımın yüksek olmasının nedenleriyle ilgili ise şunları söyledi:
‘KATILIMIN YÜKSEK OLMASI RUSYA VE PUTİN AÇISINDAN ÇOK DAHA ÖNEMLİYDİ'
'PUTİN'İN POPÜLARİTESİNİN YÜKSEK OLMASI DIŞ POLİTİKATAKİ STRATEJİSİ'
Rusya Devlet Başkanı Putin'in popülaritesinin yüksek olmasının nedenlerinin başında dış politika izlediği strateji ile Rusya'yı tekrar dünyanın bir süper gücü konumuna getirme çabası olduğunu ifade eden Aydın Sezer, Ukrayna ve Suriye operasyonlarının da bunun somutlaşmış hali olduğunu kaydetti.