Berlin Türk Toplumu Derneği Başkanı Bekir Yıldız ise Almanya’daki Türk toplumunun Alman siyaseti üzerindeki etkisini arttırması gerektiğini ifade ederek “Tabii ki Türkiye söylenmesi gerekeni söylüyor ama buradaki toplum kendi meselelerine kendisi sahip çıkarsa sorun çözülebilir. Yoksa Türkiye’den, Ankara’dan zaman zaman notalar geliyor ama buradaki hayatı etkilemiyor. Ankara ancak buradaki Türk toplumunun kendi haklarına sahip çıkmasına destek olursa çok daha verimli neticeler alınabilir diye düşünüyorum” diye konuştu.
Pazar günü Berlin’deki Koca Sinan Camii’nde kundaklama sonucu yangın çıkmış, yangın 90 dakikada söndürülebilmişti. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, son dönemde Almanya’da Türklere ve camilere yapılan saldırılar nedeniyle Almanya’ya nota verildiğini açıkladı.
'ALMANYA’DA AFRİN OPERASYONU BAŞLADIKTAN SONRA 35 SALDIRI OLDU'
'PKK, PARAVAN ÖRGÜTLERİ ÜZERİNDEN ÖRGÜTLENMEKTE'
Aynı şekilde Belçika, Hollanda, Avusturya, Fransa’da da benzer saldırılar, protesto gösterileri gerçekleştiğini kaydeden AK Partili Yeneroğlu, şöyle konuştu:
“Bunların tamamı PKK’nın oradaki paravan örgütleri üzerinden örgütlenmekte. Dolayısıyla PKK yasağının kağıt üzerinde kaldığını defalarca biz ifade ettik, bugünde bunu çok net bir biçimde görüyoruz. Eğer oradaki kamuoyu bu saldırılar karşısında tepkisini çok sesli çok güçlü bir biçimde dile getirse ve aynı zamanda emniyet güçleri üzerine düşen sorumlulukları yerine getirse, PKK’nın herkes tarafından bilinen derneklerine yönelik gerekli bir biçimde baskı yapsalar, baskın yapsalar, oradaki militanların üzerine hissedecekleri şekilde baskı yaptıkları taktirde de mutlaka bu saldırıların failleri en azından ortaya çıkacaktır. “
'İLK DEFA BİR BAKAN CAMİYİ ZİYARET ETTİ AMA…'
'ALMAN KAMOYUNA FARKLI BİR HAVA POMPALANIYOR'
AK Partili Mustafa Yeneroğlu’na göre her ne kadar Alman hükümeti Afrin’e yönelik operasyonu Türkiye’nin kendini savunma hakkı çerçevesinde değerlendirse de Alman kamuoyuna yönelik çok farklı bir hava pompalanıyor. Yeneroğlu, “Türkiye’nin kendisini savunma operasyonunun meşru bir operasyon olup olmadığı sorgulanıyor. Aynı zamanda meşru olsa bile Türkiye’nin acaba Suriye’yi işgal etme girişimi mi var diye orada yine PKK oluşumlarının, sosyal grupların propagandaları tekrar ediyor. Böyle olunca da bu gibi saldırılar karşısında toplumsal destek, camilerin yanında Türk toplumunun yanında arzu edilenin çok gerisinde maalesef” diye konuştu.
TÜRKİYE, TÜRK VATANDAŞLARININ VE CAMİLERİN KORUNMASINI İSTİYOR
'BÖYLE YAYINLAR OLDUKTAN SONRA…'
“Bunlar yasak, kağıt üzerinde yasak ama fiilen bunlar yasak değil, fiilen bunlar farklı farklı isimler adı altında her türlü faaliyetlerini sürdürüyorlar, en etkin biçimde sürdürüyorlar. Düşünün düne kadar PKK’nın propaganda ve faaliyetlerine katılan bir kişi Almanya’daki kamu tarafından finansa edilen televizyon kuruluşunun danışma kurulu üyesi. Diyor ki, ‘bu saldırılar acaba MİT tarafından organize edilen saldırılar olamaz mı?’ diyor. Bu gibi komplo teorileri artık Almanya’da en ciddi kanallar üzerinde de kullanıldığını biz çok net bir biçimde görüyoruz. Ortada ciddi bir meşruiyet var ve bunlar devamlı besleniyor. Mesela Alman kanallarında ikide bir aslında bu camilere yönelik saldırılar Kürt toplumunun saldırıları olarak veriliyor, PKK olarak verilmiyor. ‘Bunlar anlaşılır değil mi, çünkü Türk camilerinde Suriye’ye giden askerler için dua ediliyor’ deniliyor. Bu yayınlar yapılıyor kamu kanallarında. Böyle yayınlar olduktan sonra tabi ki sonuçta sokaktaki o PKK’nın militanları bunlardan da güç alarak bu saldırılar gerçekleştiriliyor geceleri.”
'ALMAN HÜKÜMETİ ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMİYOR'
Bu camilerin bir çoğunun insanların yaşadıkları binaların altında olduğunu kaydeden Yeneroğlu, “Şimdiye kadar bir insan kaybının olmaması gerçekten bir mucize. Çünkü Berlin’deki o gördüğünüz yer büyük bir bina. Dolayısıyla Alman hükümeti üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiyor. Çok cılız bir tepki gösteriyor. Bunun ötesinde PKK’nın orada herkes tarafından bilinen oluşumların üzerine gidilmiyor. İsteseler bunları çok rahat bir biçimde tespit ederler” diye konuştu.
'PKK SALDIRILARI REDDETMİYOR'
'BU SALDIRILAR TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİNE ZARAR VERİR'
Peki bu saldırılar bir süredir gergin olan Türkiye-Almanya ilişkilerini nasıl etkiler? AK Partili Yeneroğlu, bu saldırıların iki ülke ilişkilerini ciddi manada etkileyeceği görüşünde. Almanya’da 3 milyon Türk vatandaşının yaşadığını hatırlatan Yeneroğlu, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının Almanya’daki hukuk devletine olan güvenlerinin çok ciddi manada sarsıldığını söyledi. Almanya’da aynı zamanda ırkçı saldırılar olduğunu, her gün Müslümanlara ve kurumlarına yönelik ırkçı saldırılar düzenlendiğini anlatan Yeneroğlu, şöyle konuştu:
'BİR GÜN PKK SALDIRIYOR, BİR GÜN DAZLAKLAR SALDIRIYOR CAMİYE'
“Bir gün PKK saldırıyor, bir gün dazlaklar saldırıyor camiye. Böyle bir ortam, bu ortam içerisinde insanların polise, hukuk devletine güveni ne kadar olabilir ki? Özellikle bu faillerin de ortaya çıkmadığı, çıkartılmadığı, bu ortamlara yönelik de ciddi manada baskıların yapılmadığı bir ortamda. Aynı zamanda toplumsal desteğin olmadığı bir yerde. Türk toplumu da tabi ciddi manada endişeli, kendimizi korumamız gerekir şeklinde tepkileri yükseliyor.”
CUMA NAMAZI BERLİN’DEKİ KUNDAKLANAN CAMİNİN SOKAĞINDA KILINACAK
'ZEYTİN DALI OPERASASYONUYLA BİRLİKTE PKK YANLILARI TÜRKLERE SALDIRMAYA BAŞLADI'
Berlin Türk Toplumu Derneği (Türkische Gemeinde zu Berlin e.V.) Başkanı Bekir Yıldız da Sputnik’e yaptığı açıklamada son günlerde yaşanan olayların yeni olmadığını ifade ederek “2017 yılı içerisinde Almanya’da Müslümanlar’a saldırılar yapıldı. Geçen sene toplamda camilere, derneklere 950 saldırı yapıldı. Daha önce bu gibi görüşmelerde de dile getirdik, maalesef Batı Avrupa’da sağ eğilimli, popülist partilerin güç kazanmasıyla vücut bulan bir şey. Kamuoyu yoklamalarında ırkçı parti Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) yüzde 15 civarlarında destek görüyor. Avusturya’da iktidar olmuş, Macaristan’da aynı şekilde. Polonya’da 60 bin kişi İslam’a karşı sokağa döküldü. Fransa, Hollanda öyle. Batı Avrupa’nın her tarafında bunları görmek mümkün. 2015 yılında zirve yapan Suriye’den, Afganistan’dan, Afrika’dan barış, kendilerine bir sığınak arzusuyla Avrupa’ya gelen göçmenler buradaki tepkiyi arttırdı haliyle. Bu tepki, sağcıların, ırkçıların işine geldi ve bunu kullanıyorlar” diye konuştu.
Türkiye’nin Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Operasyonu’nu başlatmasının ardından Almanya’daki PKK yanlılarının Türklere ait işyerlerine ve camilere saldırmaya başladığını ifade eden Yıldız, “Türkiye’nin haklı davası olan Kuzey Suriye’yi teröristlerden temizleme başlamasıyla birlikte buradaki PKK yandaşları Türk derneklerine saldırmaya başladı. Hatta dün gece Berlin’de Samsunlu bir hemşehrimizin Türkiyem isimli restoranının camlarını indirdiler. Büyük ihtimal PKK yandaşları yaptı bunu” dedi.
'TÜRKİYE’DEKİ SİYASETLE YATIP KALKTIĞIMIZ İÇİN…'
“Yıllardan beri söylüyoruz; ben bu konularda mümkün mertebe hassas davranmaya çalışıyorum. Özellikle 2015 yılından itibaren ırkçıların Almanya’da güçlenmeye başlamasıyla birlikte biz bu işi nereye gideceğini görmüştük. Buradaki Türk toplumunun şöyle bir sıkıntısı ve eksikliği var; biz buradaki hayata konsantre olmak yerine Türkiye’deki siyasetle yatıp kalktığımız için buradaki siyaset üzerinde çok fazla bir etkimiz yok, bunu muhafazakar, dindar, milliyetçi kesim için söylüyorum. Sol kesim, bizim ‘Kürtçü,’ ‘Alevici’ dediğimiz sol kesim bunu yapıyor ve buradaki siyasi aktörleri de zaman zaman etkileyebiliyorlar hem buradaki Türk toplumuna yönelik hem de Türkiye’ye karşı. Bunun karşısında Türk toplumunun çok fazla buraya yönelik bir programı yok. Bu olayların önüne geçebilmek için ona ihtiyaç var. Türk toplumu çocuklarının buradaki geleceğini emniyet altına alabilmek için buradaki aktörlerle daha sıkı bir işbirliği içine girebilmesi gerekir. Bugün sabah işe gelirken radyoda dinledim, ‘Türklere, Müslümanlara yönelik saldırılar yapıldı, arkasında da anlaşılan PKK var, ama bugüne kadar yaptıkları yürüyüşler barış içerisinde geçti’ diyor. Son birkaç gün içinde 8-10 Türk restoranına, derneğine, camisine saldırı düzenleniyor, adamlar bunu geçiştirmeye çalışıyorlar. Bunun önüne geçebilmek için Türk toplumunun medyayı, siyaseti etkileyebilme gücü olması lazım. Osmanen diye bir Türk kökenli rock grubu var, bu sabah üç eyalette onlara yönelik baskınlar yapıldı. Bir taraftan saldırı altında Türk toplumu, bir taraftan Alman emniyeti böyle bir girişimde bulunuyor. Bunun Ankara’dan çözülmesi pek mümkün değil. Tabii ki Türkiye söylenmesi gerekeni söylüyor ama buradaki toplum kendi meselelerine kendisi sahip çıkarsa sorun çözülebilir. Yoksa Türkiye’den, Ankara’dan zaman zaman notalar geliyor ama buradaki hayatı etkilemiyor. Ankara ancak buradaki Türk toplumunun kendi haklarına sahip çıkmasına destek olursa çok daha verimli neticeler alınabilir diye düşünüyorum.”