Almanya'da 24 Eylül Pazar günü yapılan seçimlerde yarışan 90 civarındaki Türk kökenli adaydan 14'ü milletvekili seçildi.
Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) 6 Türk kökenli Federal Meclis'e girmeyi başardı. Aydan Özoğuz, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ile Sosyal Demokratların oluşturduğu koalisyon hükümetinde Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürütüyordu. Cansel Kızıltepe, Gülistan Yüksel, Mahmut Özdemir ve Metin Hakverdi ikinci kez milletvekili oldu. Elvan Korkmaz ise ilk kez seçilen milletvekilleri arasında yer aldı.
Sol Parti'den ise 3 Türkiye kökenli aday Federal Meclis'e girmeye hak kazandı. 2005 yılından beri Federal Meclis üyesi olan Sevim Dağdelen'in yanı sıra Evrim Sommer ve Gökay Akbulut milletvekili seçildi.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hür Demokrat Parti'nin adayları Federal Meclis'e girmeyi başaramadı.
Geçen dönem Federal Meclis'te yer alan CDU'lu Cemile Giousouf ve Yeşiller partili Özcan Mutlu ise aday olmalarına rağmen seçilemedi.
'ALMANYA TARİHİNDE KARA BİR SAYFA AÇILDI'
Seçim sonuçlarını DW Türkçe'ye değerlendiren Türk kökenli milletvekilleri, sağ popülist Almanya için Alternatif'in (AfD) Federal Meclis'e girmesini kaygıyla karşıladıklarını dile getirdiler.
İkinci kez milletvekili seçilen Sosyal Demokrat Partili Cansel Kızıltepe, AfD'nin Federal Meclis'e girmesiyle 'Almanya tarihinde kara bir sayfanın açıldığını' söyledi. "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Naziler tekrar parlamentoda olacaklar" diyen Kızıltepe, bunu 'çok acı verici' olarak nitelendirdi.
1998 yılından beri Federal Meclis üyesi olan Yeşiller partili Ekin Deligöz, Avrupa'da ve dünyada sağ popülizmin yükseldiği göz önünde bulundurulunca, Almanya'da da AfD'nin Federal Meclis'e girmesinin 'şaşırtıcı olmadığını' vurguladı. "Almanya'nın geçmişi ve ülkede demokrasiyi savunmak için yürütülen yüzlerce proje düşünüldüğünde, Almanya'da sağın bu kadar güçlü olması biraz korkutucu" diyen Deligöz, bu durumun 'entegrasyon ve birlikte yaşam için gösterilen çabaları geriye götüreceğini' kaydetti.
'HİÇ BAKMADAN GEÇECEĞİM YANLARINDAN'
Göçmenlere ve Müslümanlara karşı söylemleriyle dikkati çeken AfD üyeleriyle, Federal Meclis'teki genel kurul ve komisyon çalışmalarında bir araya gelecek olmak da Türkiye kökenli milletvekilleri arasında rahatsızlık yaratıyor.
Sosyal Demokrat Partili Cansel Kızıltepe, 'seçim kampanyası döneminde AfD'lilerin olumsuz tepkisiyle karşılaştığını' ve bunun 'güzel bir his olmadığını' belirtti. Kızıltepe, AfD'li üyelere yönelik olarak izleyeceği tutumu "Parlamentoda yanyana oturacağız, komisyonlarda üye olacaklar, herhalde hiç bakmadan geçeceğim yanlarından" sözleriyle dile getirdi.
'DÜŞMANLA KARŞILAŞMAK HİÇ BİR ZAMAN KOLAY DEĞİL'
Yeşiller partili Ekin Deligöz AfD'li üyelerle aynı ortamda çalışacak olmalarına ilişkin olarak "Tabii ki düşmanla karşılaşmak hiç bir zaman kolay değil" şeklinde konuştu. Ama yine de AfD ile aynı masaya oturmak zorunda kalacaklarını söyleyen Ekin Deligöz, ancak daha önceden olduğu gibi çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.
Alman toplumunun merkezinde ırkçılık ve yabancı düşmanlığının arttığına işaret eden Evrim Sommer, bunun nedenlerini analiz edip, parlamentoda bir strateji geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Sommer, ancak demokratik partiler arasında bu konuda henüz ortak bir fikir oluşmadığına işaret etti.
'DURUMUN NASIL OLACAĞI TÜRKİYE'YE BAĞLI'
Türkiye kökenli milletvekilleri, Federal Meclis'te maliye, eğitim ve sosyal politikalar gibi farklı alanlarda çalışsalar da, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri de yakından takip ediyorlar.
Artık muhalefette olmayı tercih eden Sosyal Demokrat Parti'den milletvekili Kızıltepe, Hristiyan Birlik, Yeşiller ve Hür Demokratlardan oluşan Jamaika koalisyonu kurulması halinde, 'durumun nasıl olacağının Türkiye'ye bağlı olacağı' görüşünü savundu. Kızıltepe, Almanya'daki demokratik partilerin Türkiye'deki gelişmeleri iyi görmediğini vurguladı.
'ERDOĞAN'IN BOYKOT ÇAĞRISI ETKİLİ OLDU'
Sosyal Demokratların lideri Martin Schulz, seçimler öncesinde Başbakan seçilmesi halinde Türkiye'nin Avrupa Birliği ile yürüttüğü müzakereleri keseceğini açıklamıştı. Başbakan Merkel ise Türkiye'ye yönelik tutumunu sertleştirerek, Türkiye ile müzakerelerin durdurulması seçeneğini Ekim ayında yapılacak Avrupa Birliği zirvesinde gündeme getireceğini ifade etmişti.
Sommer, Türkiye'ye Avrupa Birliği kapısının kapatılmaması gerektiği görüşüyle partisinden farklı bir duruş sergiliyor. Sol Parti, Türkiye'nin otoriterleştiğini savunarak müzakarelere son verilmesini istiyor. Sommer, 'bu şahsi görüşünün partisinde kabul edilmesi için mücadele edeceğini' söyledi.