“1966’da İzmir’e tayin edilen bir vaizden, günümüzde dünyanın her tarafına lobi kurmuş, STK’lar organize etmiş, basın kuruluşlarını organize etmiş, yurtlar, evler yapmış bir örgütle mücadele etmek durumundasınız. Bugün iktidarı kararlı bir mücadele bakış açısı içinde görmekle birlikte, bu çamurdan kendilerini sıyırmayı daha öne aldıkları için gerçek anlamda bir mücadele yapılamamaktadır. O nedenle bu çalışmayı hazırladık. İktidara da belki yol gösterir. Zenginlerin, güçlülerinin kaçtığı, çaycının, çorbacının hapis olduğu yargı süreci her şeyden evvel çok önemli bir sulandırmaya sebep olur.
Saray koalisyonu, sayısal güçle elbette bu seçim uyum yasalarını getirebilecek konumdaydı. Nitekim o süreç yürüyor. Hangi yasa geçerse geçsin, insan unsurunu eğer ihmal ederseniz, en mükemmel yasada rezil rüsva sonuçla karşılanır. En büyük korku insanımızda sandık güvenliğidir. Bu konuda herkese şu güvenceyi veriyorum: Eğer siz sandığı korursanız hiçbir alengirli iş mümkün olamaz. Her bir hileli durumdan da ders çıkardığımıza göre mahalle ve apartman temsilcisine kadar İYİ Parti arkadaşlarımızı eğitiyor. Sandık kurullarını eğitim merkezi kurduk. İYİ Parti’nin görevlisi sigara içmeye çıkmayacak. Sandıkta eğer mani olursanız, sonraki fasıl daha kolaylaşır.”