Yargıtay, Cumhuriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün hapis cezasına çarptırıldığı MİT TIR'ları davasından çıkan kararı bozdu. Yargıtay, Dündar'ın casusluk suçundan ceza almasını isterken Gül hakkında da beraat talep etti.
RS FM'de pazartesi ve çarşamba günleri 19.15'te yayınlanan Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki ile 'Söylemesi Bizden' programında yargıtayın Dündar ve Gül kararı değerlendirildi.
YAVUZ OĞHAN: KİMSE CAN DÜNDAR İLE İLGİLİ VERİLEN KARARI HUKUKİ OLARAK DEĞERLENDİRMEK YOLUNA GİTMİYOR
‘Söylemesi Bizden'in programcılarından Yavuz Oğhan, şunları kaydetti: "Kimse Can Dündar ile ilgili verilen gerekçeli kararı hukuki olarak değerlendirmek yoluna gitmiyor. ‘Hak etti, Almanya'da yaşıyor, idam edilsin'. Bu noktadayız. Erdem Gül hemen hemen beraat etti diyebiliriz. Casusluk suçlamasıyla yargılanıyorlardı. Casusluk dediğimiz şey, bir devlet adına çalışmak. En son yerel mahkeme ‘Burada casusluk yok' dedi. Çünkü herhangi bir devletle ilişki kurulamadı, bulunamadı. Eğer bir bağlantı bulunsaydı, müebbet hapis cezası alacaktı. Ama Can Dündar için, ‘Casusluk yapmıştır' dendi. Çünkü bu haber sonrasında Suriye, ‘Türkiye'nin teröre destek verdiği' savını bu gazete haberine dayanarak uluslararası camianın gündemine getirdi ve Birleşmiş Milletler'e (BM) bir dilekçe verdi."
RS FM'de yayınlanan ‘Söylemesi Bizden'in bir diğer programcısı Akif Beki ise konuyla ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Benim mesleki kariyerimin kahir ekseriyeti ülkemi yurt dışına şikayet etmekle geçti. Yani benim hayatım ülkemdeki temel hak ve hürriyetlerle ilgili sorunları, sıkıntıları, ihlalleri dünyaya şikayet etmekle geçti. Dünya baskı yapsın ki bu ihlaller azalsın, hak ve özgürlükler artsın, demokratikleşelim. Bunun mücadelesini verdim. Sadece ben değil AK Parti'nin aktörleri de bütün siyasi kariyerleri boyunca bunu yaptı.
28 Şubat’ın karanlık günleriydi. Başımıza ne geleceği belli değildi. Yayınımızı karartabilirler gibi korkularımız vardı. Güçleri vardı, isteseler yapabilirlerdi. Sadece lojmanlardaki kumanda aletlerinden çıkarttılar bizi. O zamanlar Kanal 7’ye dışarıdan program yapıyordum. Kanal 7 yönetimi burada başımıza bir iş gelirse dışarıda sesimizi duyurabilelim diye bana Washington’da bir büro açmayı teklif etti. Hareket noktası ise şuydu: 28 Şubatçılar başımıza bir iş getirirse bizi, medyayı burada susturmaya çalışırlarsa biz uğradığımız baskıyı dünyaya anlatabilelim.”
‘Söylemesi Bizden' programcısı İsmail Saymaz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Türkiye'de yapılmış haberlerin Avrupa'da ya da düşman ilan edilen bir coğrafyada bir muhatap tarafından işlenmesi halinde biz gideriz. Baskıcı dönemlerde uluslararası kuruluşların üyesi ve yöneticisi olmak ajanlıkla eş değer görüldüğü için zaten bir şekilde itham ediliyor. (Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı) Osman Kavala bunların her biriyle ilişkisi var diye zaten bütün bunlar namına içeride. Bundan önce de Uluslararası Af Örgütü üyeleri içerideydi. Şimdi bizim yaptığımız haberlerin her biri Af Örgütü tarafından raporlara konu edildi. Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF) raporlarına konu edildi. Şimdi eğer bu durumda bir savcı isterse bizi olağan şüpheli haline getirebilir."