RS FM'de pazartesi ve çarşamba günleri 19.15'te yayınlanan Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki ile 'Söylemesi Bizden' programında 39 günü geride bırakan Afrin operasyonuna ilişkin değerlendirmeler yapıldı.
‘Söylemesi Bizden'in programcılarından Akif Beki, Afrin'e yönelik devam eden Zeytin Dalı Harekatı ve Suriye ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın kategorik olarak (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad'la görüşmeyi reddettiği gibi kategorik olarak görüşmeyi reddetmediği beyanları da var. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim işimize geliyorsa, ulusal güvenlik çıkarlarımız bunu gerektiriyorsa, Kuzey Suriye'de bir terör koridorunun oluşması bizim için bir kaygı nedeniyse ve bunu bertaraf etmenin tek yolu Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafazasıysa, Suriye yönetimi olarak hükümet sözcüleri de Birleşmiş Milletler (BM) de Esad'ı Suriye'nin devlet başkanı olarak tanıyorsa ve biz de yazışmalar gerçekleştiriyorsak, Afrin'i aldığımızda günün sonunda en nihayetinde Afrin'i Esad tarafından yönetilen Suriye'ye teslim edeceksek, bunu baştan niye yapmıyoruz? Biz Suriye'nin toprak bütünlüğü için bu ülkenin evlatlarının kanı canı pahasına savaşacağımıza, baştan Esad'a söyleyelim, o gelsin, yapsın. Günün sonunda Esad ile masaya oturulmasını tabii ki tercih etmem. Ama seçenekler eğer bunlarsa, bunu şimdiden yapalım. Esad'la anlaşacaksak şimdiden anlaşalım. Kendimize maliyeti niye arttırıyoruz?
Cumhurbaşkanı'na Doğu Guta'dan hareketle BM'de alınmış bir ateşkes kararının Afrin'e etkileri sorulduğunda ‘Biz orada bir savaşın tarafı değiliz. Biz orada sınır ötesi bir terörle mücadele harekatı icra ediyoruz' dedi. Dolayısıyla ‘fetih' savaşa ait bir terminoloji, terörle mücadeleye ait bir terminoloji değil. Çünkü fethetmek, ‘bir yeri savaşarak almak' demek. Bu fetih kelimesinin yerinde kullanılmadığını gösteriyor. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' sözüyle iktidarın başına gelmiş bir iktidar, ölümü yüceltir mi? Tabii ki bir vatan müdafaası durumunda kalırsanız, şehadet yüce bir makam, motivasyonu yüksek tutmanız gerekir. Ama asker üniforması giymiş 6 yaşındaki bir çocuğun yanında sarfedilen sözler, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın' ile uyumlu sözler değil. Ayrıca insan devletten daha kutsal. Ölümün ve militarizmin yüceltilmesi gibi bir sorun var. Bütün bunları moral motivasyon ihtiyacına bağlıyorum. Ama doz aşıyor biraz."
Beki, AK Parti ve MHP'nin yapacağı 'Cumhur ittifakı' ile ilgili ise "İttifak kendine ‘Cumhur ittifakı adını uygun gördü. Daha önce de ‘Milli Mutabakat ittifakı' demişlerdi. Fakat buradan hareketle iktidar bloğu adına doğrudan ‘Milli Mutabakat biz isek, karşımızdaki ittifak gayri Milli Mutabakat o zaman. Bu ittifak terörle mücadeleyi savunuyor, öyleyse karşı taraftaki ittifak terör ittifakı' diyenler oldu. Çok rahatlıkla bu ülkede ana muhalefet partisinin kuracağı herhangi bir ittifaka kafadan ‘terör ittifakı' denebiliyor. Bunlar ürkütücü şeyler. O zaman herkes sadece kendi hoşuna gidenleri duyacak ve kimse kendi hoşuna gitmeyenleri söyleyenlere söz hakkı tanımayacak. Kendi sesinin yankısıyla yaşamak anlamına gelen ‘yankı odası' deniyor buna" şeklinde konuştu.
RS FM'de yayınlanan ‘Söylemesi Bizden'in bir diğer programcısı İsmail Saymaz ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"ÖSO'cularla (Özgür Suriye Ordusu) hareket etme meselesinin tekrar gözden geçirilmesi lazım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Kuvâ-yi Milliye diyerek iltifatta bulunmuştu. Onların Kuvâ-yi Milliye olmakla ilgileri yok. Onlar bazen Suudi Arabistan'dan, bazen Kuveyt'ten, çoğu zaman Türkiye'den ve ABD'den destek almış güçlerdir. Bunlar para için saf değiştiren adamlar. Bugün için Türkiye'nin işine yarıyor bu güç ama onlarla bir mesafe kurmak gerekir. Çünkü yarın silahı size de doğrulturlar.
‘SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ KİMİNLE KORUYACAKSINIZ?'
Afrin oprasyonunun askeri stratejisi var, peki siyasi stratejisi nedir? Biz orada kalacak mıyız? İdareyi ÖSO'culara verip, gelecek miyiz? Cumhurbaşkanı Erdoğan her gün Esad ile görüşmeyi öneren insanları eleştirdi. Bu durumda Suriye'nin toprak bütünlüğünü kiminle koruyacaksınız?"