‘AĞAÇ KESİMLERİNİN CİDDİYETİNİ KÜÇÜLTEMEZSİNİZ'
"Bazı kamu yararı güden uygulamaların hayata geçirilmesi için ağaçların başka bir yere dikilmesi teknik olarak mümkün. Ama İstanbul gibi yeşil alanın bittiği, betona terk edilen alanların bulunduğu bir şehirde bunu yapmak kesinlikle doğru olmayabilir. Geçtiğimiz yıl kamuoyunda sorunlar yaratan Maçka'dan ağaçların taşınması eyleminin takvimi giderek yaklaşıyor. Bu proje neden hayata geçiriliyor ve nasıl bir tahrifat yapacak bunu görebilmek gerekiyor.
Bu tünelin sadece Maçka Parkı'nda yapılacak şantiyesi konuşuluyor. 97 ağacın sökülmesi, sökülen ağaçların parkın toplamında çok küçük bir alanı oluşturduğu söylenerek konunun ciddiyeti küçültülüyor. Belediye, taşıt trafiğinin çok yoğun olduğu şehirde bu yapılanların önemli bir gereksinim olduğunu vurguluyor.
Maçka parkında ilk kez karşılaştığımız bir durum değil. Kabataş inşaatı için de parklar şantiye oldu. Metro şantiyeleri için Atatürk Metro sanayi durağında orman alanında önemli bir bölüm de şantiye sahası olmuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) geçmişte yaptığı tüm uygulamalar bugün yaptıklarına ve söylediklerine şüpheyle yaklaşılmasını gerektiriyor.
Sadece ilgili kurumların değil İstanbul'un geleceğine yön verecek herhangi bir karar alınacağı zaman konunun tüm ilgililerine danışılması lazım. İletişim kanalları açık. Vatandaş ve tüm kesimlerin bilgilendirilme fırsatı var, ne yazık ki bu tercih edilmiyor. Biz de birçok projeyi basından takip etmek zorunda kalıyoruz. Eskiden böyle değildi. Önceki yıllarda Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası görüşleri de alınırdı. Ama İBB'nin nezaketen de olsa soru sorduğu bir dönemde değiliz artık. Görüşümüzü ifade edemediğimiz için konuyu yargıya taşımaktan başka bir yol kalmıyor bize.
Tarlabaşı projesiyle ilgili açılan davada iptal kararı gündeme geldi. Ancak projenin neredeyse tamamlandığını da söylemek lazım. Yargının yavaş işlemesi geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verilmiş oluyor. Önemli olan çağdaş kentlerde insan odaklı bir ulaşım sistemi kurgulamak, doğaya karşı hassas olmaktır.
Karayolu tünellerinin bir süre sonra kendi trafiklerini oluşturarak mevcut trafiği rahatlatmak yerine aksine ağırlık getireceği bilinmelidir. Kuzey Marmara Otoyolunda sadece otoyol güzergahında İstanbul'un su havzalarında 2 milyon ağaçlık bir kıyım gerçekleşti. Bunun faturasını çocuklarımız ödeyecek."