Cumhuriyet'ten İklim Öngel'e konuşan İnce'nin açıklamaları şöyle:
Kılıçdaroğlu ile ilgili görüşmenin içeriğini basınla paylaştınız, delegelere müdahaleden söz ediyorsunuz, biraz açar mısınız?
Görüşmeyi ben talep ettim. Bir nezaket ziyaretiydi. Birinci olarak Sayın Genel Başkana başarılar diledim. İkinci olarak da bazı yanlış gördüğüm şeyleri ilettim. Delegeler üzerinde baskı kuruluyor. Bunun kendisinin bilgisi dahilinde olmadığına inandığımı söyledim. Genel Başkan Yardımcılarının bu baskılardan vazgeçmeleri gerektiğini, elimde yeterli sayıda imza olduğunu ve isterse bu imzaları kendisine bırakabileceğimi ilettim. Bizim Erdoğan’ı sürekli “Devlet imkanlarıyla seçim yapıyor” diye eleştirdiğimizi belirterek, “Siz de parti imkanlarıyla seçim yapıyor ve avantaj kullanıyorsunuz, bu kamuoyunda inandırıcı olmuyor” dedim. Toplu imza törenlerinin olmaması gerektiğini, il başkanlarının firesiz imza toplayalım diye bir girişimin yanlış olduğunu, kamuoyunda topladığı imza kadar oy alamayan bir genel başkan olursa, bunun partimiz için iyi olmayacağını söyledim. Kendisi de Genel Başkan Yardımcılarını uyaracağını söyledi.
Kazanacağıma inanıyorum. 1972’de herkes İsmet İnönü’nün kazanacağına inanıyordu ama Bülent Ecevit kazandı. 17 ay sonra da bir seçim oldu. Bu seçimde Ecevit partiyi birinci parti yaptı. Türkiye’nin bir değişime ihtiyacı var. Önce CHP’de değişim sonra Türkiye’de değişim. Önce CHP’de devrim, sonra Türkiye’de devrim. Bunu başaracağız. Türkiye bir yol ayrımında. Bu yol ayrımında yeni bir umut lazım bize. Yeni sözler, yeni umutlar ve yeni bir kadro lazım.
İl başkanlarına adaylık sözü mü veriliyor, imzaya nasıl etki ediliyor? Aynen öyle. 16 yıllık siyasetteki bu kirlenmeden CHP’nin pay almaması lazım. Ne yazık ki pay alıyor, ben buna üzülüyorum. Diyor ki “Muharrem İnce Genel Başkan olunca İnce’nin programı mı var sanki”. Ben parti kurmuyorum ki program yazayım. Ben farklı olma iddiasındayım. Mevcut sorunları fark ettirmeye çalışıyorum. Benim sloganım şu, “Bana büyük insanlar lazım değil, büyük davaya inanmış insanlar lazım”. Ben star aramıyorum, starlarla işim yok. CHP davasına inanmış insanlar arıyorum. Bunlar benim kadromdur zaten. Ayrıca uzmanlar, akademisyenlerden yardım alıyorum o ayrı bir şey. Biz bir takımız. Yıldızlar karması değiliz, şöhret aramıyoruz. Magazin kadrosuna da ihtiyacım yok. Bir sözüm olsun CHP’lilere, ben cumartesi akşamı genel başkan olduğumda transfer yönetici dönemi sona erecek. CHP, özgüveni yüksek bir parti olacak. Kendi evlatlarına güvenecek. Partiye 15 gün önce üye olup, 16. Günde genel başkan yardımcısı olma devri kapanacak. Bir kişiyi transferle belediye başkanı yapabilirsiniz, yetenekleri vardır, bakan, milletvekili yapabilirsiniz. Bunlara itirazım yok. Ama transferle bir kişiyi genel başkan yardımcısı yapamazsınız. Bu doğru değil.
2014’te cumhurbaşkanı adayımız belirlenirken Sayın Genel Başkan anket yaptı. 81 il başkanı, 130 milletvekili, 60 Parti Meclisi üyesi… Bu partinin 1 milyon 200 bin üyesi dahil hiç kimse 2014 adayının adını telaffuz etmedi. Bir kişi, o da Genel Başkan. Tek başına, kendisinin yanında Grup Başkanvekili olarak ben yoktum. Ben bilmiyordum. Televizyondan öğrendim. Tek başına yaptı bunu, MYK, PM, milletvekilleri, il başkanları bilmedi bunu. Ben yeni bir 2014 sürecinden korkuyorum.
Sizin formülünüz nedir peki?
CHP’nin cumhurbaşkanı adayını 1 milyon 200 bin üye seçsin. Sandığı koyalım. Bu nasıl olur, yöntemleri var. Aday olmak isteyen kişi, 50 kurultay delegesinin imzasıyla aday olur. Sandığı koyarız ve 1 milyon 200 bin üye oy kullanır. Bu yeterli mi? Değil. Örneğin DSP, derse ki ‘’Ben CHP’nin adayına oy vereceğim’’ DSP üyeleri de oy kullanmalıdır. Örneğin Mimarlar Odası, “Ben CHP’nin adayına oy vereceğim” diye açıklama yaparsa, Mimarlar Odası’na üye olanlar da oy kullanmalıdır. Diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalar… Bunlar kamuoyuna açıklama yapmak kaydıyla, CHP üyesi olmasalar dahi oy kullanmalıdır. Büyük uzlaşma, büyük şemsiye böyle kurulabilir. Yüzde 50 artı bir böyle bulunabilir. Sadece CHP’nin üyeleri değil, bu oluşuma destek verecek siyasi partilerin, sendikaların, vakıfların, odaların üyeleri de oy kullansın. Böyle bir ortak akılla doğruyu bulacağımıza inanıyorum.