İddianamede, toplantıların yapıldığı Kongre Vadisi’nin gösteri yürüyüşlerine yasaklandığı, basın açıklamasına katılan şahısların üzerinde maske, sapan, demir çubuk, cam ve metal bilye, taş, sopa gibi yasaklanmış silah araç ve gereçlerin bulunduğu, tüm ikazlara rağmen dağılmadıkları öne sürüldü. Kolluk güçlerinin yetki dahilinde yaptıkları müdahalenin ardından ara cadde ve sokaklara kaçışan grupların, polislere direndikleri iddia edildi.
'SLOGAN ATMAYA DAHİ ZAMAN BULAMADIK'
İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde savunma yapan sanıklardan biri “Basın toplantısı günler öncesinden halka duyuruldu. IMF toplantılarına karşı basın açıklaması yapılacaktı. Toplantıya katıldım. Kanuna aykırı bir şey olmadığını düşünüyorum. İddianamede bahsi geçtiği gibi slogan atmadım. Atılan sloganlar yasa dışı değildi. Bazılarımız slogan atmaya dahi zaman bulamadan şiddet uygulanarak gözaltına alındık. Müdahale öncesi de uyarılmadık” dedi.
'EYLEMDEN HABERİMİZ YOKTU'
Sanıklardan Eren Can ise “Evden çıkıp arkadaşlarımla Taksim’e doğru yürüyordum. Metroya binecekken polis bizi durdurdu. Üzerimizi aradı. Yürümeye devam ettik. Başka bir polis grubu yine durdurdu ve üçümüzü de gözaltına alındı. Eylemden haberimiz yoktu” diye konuştu.
Tutanaklara imza atan polis memurları da mahkemede tanık olarak dinledi. Memurlardan birinin ifadesi şöyle:
“Kimin üzerinden ne çıktı şu an bilmiyorum. Okumuz olduğunuz yakalama ve geçici el koyma tutanağındaki imza bana aittir. Olayı tam hatırlamıyorum ancak (tutanak) içeriği doğrudur.”
Tutanağın altındaki imzanın kendine ait olmadığını söyleyen bir memur da “Ben o sırada Beyoğlu bölgesinde görevliydim. Olaylarla ilgili bilgim ve görgüm yoktur” dedi.
MAHKEME: GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ DÜŞÜNCE VE KANAAT AÇIKLAMA YÖNTEMİDİR
“Çünkü toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılması, barışçıl amaçlarla yapıldığı, silahsız ve saldırısız olduğu, kendi içerisinde başka bir suçu oluşturmadığı, hukuken korunabilecek sınırda kaldığı sürece düşünce ve kanaat açıklama yöntemidir."