TSK’nın ve Özgür Suriye Ordusu’nda (OSÖ) yer alan savaşçıların birkaç koldan Afrin’e ilerledikleri ve dağlık arazide muhtemel kayıpları önemek için kademeli olarak harekâtı sürdürdükleri belirtilen yazıda, ABD’nin süre belirlemesini istemesine rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın harekât için herhangi bir zaman sınırlaması koymadığı kaydedildi.
'KÜRTLER AFRİN'E YARDIMA GİTMEK İSTERLERSE ESAD'IN KONTROLÜNDEKİ BÖLGELERDEN GEÇMEK ZORUNDA'
Türkiye’deki toplumun genel olarak harekâtı desteklediği dikkat çekilen makalede, milliyetçilerin yanı sıra ana muhalefet partisinin de, Kürt sorununu gerçekten tehlikeli bulduğu için askeri çözüme destek verdikleri belirtildi.
Yazıda, harekâta ‘istila’ deyip tepki göstererek halkı meydanlara çıkmaya çağıran HDP'lilereyse tepki gösteren Erdoğan’ın, "Çağrıya uyup meydanlara çıkma yanlışına düşenler olursa bedelini çok ağır öderler" dediği ifade edildi.
'KÜRTLER PROTESTO EDİYOR FAKAT NE AVRUPA ÜLKELERİ NE DİĞER ÜLKELER HAREKATA DİRENÇ GÖSTERMİYOR'
'ABD HER AÇIDAN KAYBEDEN TARAF'
Sonuç olarak ABD’nin her açıdan kaybeden taraf olduğuna dikkat çekilen yazıda, “ABD önce Türkiye’ye meydan okudu, harekata başlanmasının başlıca nedenlerden birinin ABD’nin Kürtleri silahlandırma ve onları komşu ülkelerdeki istikrarı bozmak için ön ayak olarak kullanma isteği olduğunu Ankara gizlemiyor. Erdoğan, bu meydan okumaya tüm kararlılığıyla yanıt verdi ve bunu yaparken yalnız da değildi” ifadeleri kullanıldı.
'ERDOĞAN RUS DOSTLARIYLA HAREKAT KONUSUNDA ANLAŞMAYA VARDIĞINI AÇIKÇA BELİRTTİ'
'WASHİNGTON'UN AÇIKLAMALARI GEÇERSİZ'
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “ABD bizimle bir dayanışma içine girmek istiyorsa, bunun yolu basit. Silah vermeyi durduracak, verdiği silahları toplayacak” şeklindeki ifadelerine dikkat çeken Mirzayan, ABD’nin Kürtlerin silahlarını almaya hazır olmadıklarını (ve bunun fiiliyatta nasıl gerçekleşeceğinin belli olmadığını), bu nedenle tarafların bu konuda anlaşmaya varma şansının da düşük olduğunun altını çizdi.