Türkiye ‘Zeytin Dalı Harekatı' adını verdiği Afrin Operasyonu'nu 20 Ocak cumartesi saat 17.00'den itibaren başlattı. Genelkurmay operasyonun amacı ‘Türkiye hudutlarında ve bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak maksadıyla, Suriye'nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ'a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek" olarak açıkladı. Harekatın BMGK'nın terörle mücadeleye yönelik kararları ve BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan ‘meşru müdafaa hakkı' çerçevesinde gerçekleştirildiğini vurgulayan Genelkurmay, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edildiğini de ifade etti.
Türkiye bir yandan Afrin operasyonu devam ettirirken bir yandan da diplomatik kanallar ile dünyaya bu harekatın ‘meşru müdafaa hakkı' çerçevesinde gerçekleştiğini anlatmaya çalışıyor. Türkiye'nin ‘terör örgütü' olarak nitelendirdiği YPG, IŞİD'e karşı savaşan güç olarak görülüyor. Peki, Türkiye argümanlarını yeterince anlatabiliyor mu? Harekatın uzaması durumunda, gelebilecek itirazlara karşı Türkiye nasıl bir tutum izler? Bu soruları AK Parti İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu ile emekli Büyükelçi Onur Öymen Sputnik'e değerlendirdi.
AK PARTİLİ BABUŞÇU: YPG'NİN PKK'DAN FARKI OLMADIĞI GERÇEĞİ ANLAŞILMALI
"YPG'nin Suriye'de DEAŞ ile mücadele koalisyonu içerisinde gösteriliyor olması, onun bir terör yapılanması olduğunu değiştirmiyor. Bu gerçeği değiştirmiyor. Dolayısıyla oradaki müttefiklerimizin ya da bizimle aynı düşünmese de oradaki belirleyici güçlerin bu gerçeği kavraması gerekiyor, anlaması gerekiyor. Yani Türkiye açısından YPG'nin PKK'dan bir farkı olmadığı, onun bir kolu olduğu gerçeğini anlamaları gerekiyor."
'GERÇEKLER BİLİNİYOR OLMASINA RAĞMEN YPG ORADA…'
'TÜRKİYE ANLATIYOR, BİRİLERİNİN ANLAYIP ANLAMAMASININ ÖNEMİ YOK'
'TÜRKİYE HEDEFLERİNE ULAŞINCAYA KADAR BU HAREKETI SÜRDÜRÜR'
"Çünkü öteki koşulda, oradan hedefe ulaşmadan çekilecek pozisyonunda kalmak bizim açımızdan prestij kaybıdır, itibar kaybıdır. Hepsinden önemlisi oraya hareket yaparken gerekçeniz olan ulusal güvenliği tehdide razı olmak gibi bir anlama gelir ki bunu asla Türkiye'nin yapması, yapabilmesi mümkün değildir.
Biz arzu ediyoruz ki kısa zamanda bitirip dönelim. Ama uzamış olsa da sonuca ulaşıncaya kadar orada olmaya devam edeceğiz."
'ULUSLARARASI MEŞRUİYET AÇISINDAN BİR SORUN YOK'
meşruiyet açısından Türkiye'nin bu harekatının, uluslararası meşruiyet açısından şu anda bir sorun yok. Ama süreç içerisinde uzadıkça farklı tavırlar içerisine girebilirler. Ama bu sonucu değiştirmez" diye konuştu.
ANKARA-ŞAM İLİŞKİLERİ DEĞİŞİBELİR Mİ?
"Suriye hatırlarsanız bu hareket başladığında Türk uçaklarını bombalamaktan bahsetmişti. Şimdi de ‘oradaki terör unsurlarına destek için Türkiye bu hareketi yaptı' diyor. Dolayısıyla bu hareketin sonucunda bir şey oluşmaz ama Suriye'nin nihai çözüm aşamasında Esad'lı bir çözüm, geçiş süreci de dahil olup olmayacağına bağlı olarak Suriye ile alt düzeyde bir takım temaslar bu süreçte olduğu gibi farklılaşabilir, şekillenebilir. Yani bir yerde çözüm üreteceksek Suriye işte bu kadar ülkemizde yaşayan 3 milyonu aşkın mültecinin tekrar evlerine geri dönmesi, Suriye'nin toprak bütünlüğü, barış ve huzurun geri gelmesi açısından kurulması gereken temaslar varsa, irtibatlar, ilişkiler varsa bundan da kaçınmamak gerekir diye düşünüyorum."
'AFRİN OPERASYONU SURİYE'DEKİ ÇÖZÜM ÇABALARINI ETKİLEMEZ'
Aziz Babuşcu, Türkiye'nin Afrin Operasyonu'nun Suriye ile ilgili çözüm çabalarını olumsuz etkileyeceği yorumlarına ise katılmadı. Babuşçu, "Soçi ile ilgili İran'ın öyle başlangıçta bir şeyi oldu ama çalışmalar devam ediyor ve toplantının yapılmasını engel bir durum şu anda yok. Bence o süreci etkilemez. Çünkü bizim Afrin'e girip veya başka bir yere girip orada kalmak veya Suriye'nin toprak bütünlüğüne helal getirecek bir tavır içerisinde olmadığımızı herkes biliyor."
ONUR ÖYMEN: ESAS SORULMASI GEREKEN SORU YPG İLE ABDE NASIL İŞBİRLİĞİ YAPIYOR?
"Kalkıp da PYD'nin PKK ile işbirliği yapmadığını söylemek için bu gerçekleri hiç görmemek lazım" diyen Öymen, kuzey Suriye'deki bütün gösterilerde Öcalan'ın resminin gösterildiğini kaydetti. Öymen, "Yani bu kadar açıkken bu gerçek nasıl oluyor da ABD, başta bir terör örgütü ile mücadele etmek için bir müttefik ülkeye saldıran terör örgütüyle işbirliği yapıyor? Sorulması gereken soru şu; anlatması gereken Türkiye değil ki, bunu yapanlar anlatacak, dünyaya nasıl anlatıyorlar acaba onu merak ediyorum" dedi. Türkiye'nin bu operasyonu meşru müdafaa hakkı çerçevesinde gerçekleştirdiğini anlatmak için kendi sözlerini göstermesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
'Bakın sizin büyükelçiniz söylüyor' diyeceksiniz. ‘Bakın, sizin her zaman atıfta bulunduğunuz Uluslararası Af Örgütü söylüyor' diyeceksiniz. Bunların arasındaki ilişkiyi ortaya koyan pek çok veri var batı basınında. Bunları ama bile bile yapıyoruz derlerse, tabi söylenecek bir şey yok. O zaman demek ki bazı koşullarda bir terör örgütüyle işbirliği yapmayı siz makul görüyorsunuz, doğru görüyorsunuz, bu ayrıca tabi tartışmaya açılacak bir konudur. Yani bunun tartışma götürür tarafı yok açıkça."
'TÜRKİYE'NİN ELİ SON DERECE GÜÇLÜ'
Türkiye'nin bu anlamda elinin son derece güçlü olduğunu vurgulayan Onur Öymen, "Sorulacak soru şimdiye kadar niye bekledik, niye başından beri Türkiye daha etkili tepki göstermedi PYD'ye. Bu sorulabilir" dedi.
'UZATMAK TÜRKİYE'NİN LEHİNE DEĞİL'
Peki Türkiye'nin Afrin harekatı uzar mı, uzaması halinde gelebilecek tepkiler karşısında Türkiye ne yapar? Emekli Büyükelçi Onur Öymen, Türkiye'nin başlattığı bu harekatın uzamayacağının bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandığını ifade ederek, "Şu an Türkiye'nin imkanları ortadadır, en kısa zamanda bu harekatın sonuç vermesi bekleniyor. Uzamak da Türkiye'nin lehine değil" dedi. Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü:
'BUNU TÜRKİYE'DEN ÖNCE SURİYE'NİN YAPMASI LAZIMDI'
'ANKARA İLE ŞAM İLİŞKİLERİNDE ŞİMDİ BİR BEYAZ SAYFA AÇMANIN ZAMADIR'
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.