CHP'nin Parti Meclisi öncesinde açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinden satır başları şöyle:
Top çevirir gibi hakimler gidip geliyor. Hiç kimse cesaret edip beraat etmiştir diyemiyor. Suçsuz bir insan, milletin seçtiği bir milletvekili boşu boşuna hapiste yatıyor. Nereye kadar giderse oraya kadar savunacağız.
Öyle bir noktaya geldik ki, Anayasa Mahkemesi kararını en alttaki mahkeme 'Ben uygulamam' diyor. Bu bizim tarihimizde bir ilktir. AYM'nin kararını tanımamak, gereğini yapmamak bizim tarihimizde bir ilktir. O mahkemeler kararı saraydan aldılar. Sen madem ki öyle karar veriyorsun, ben senin kararına uyacağım diyorlar.
Şahin Alpay ve Mehmet Altan kararları ne olacak hepimiz bekliyoruz. Resmi Gazete'de de yayımlandı. Nasıl karar verileceğini göreceğiz.
'OHAL'İ KALDIRIN, GEREKİRSE 24 SAAT ÇALIŞIRIZ'
Biz parlamento görev yapsın derken dün OHAL 3 ay süre ile uzatıldı. Siz FETÖ ile hala mücadele edemediyseniz sizin gücünüz tartışılır. FETÖ dediğiniz kimdir. Amaç FETÖ'yle değil; muhalefetle mücadele.
Biz açık ve net çağrımızı yine yapalım. OHAL'i kaldırın, FETÖ ile mücadele için kanun mu gerekiyor, el birliği ile yapalım. Gerekirse 24 saat çalışırız. OHAL'e devam, Türkiye açısından ciddi maliyetler doğuruyor.
'15-20 GÜNDÜR BÜTÜN BASKILARLA ÜZERİMİZE GELİYORLAR'
Sesi çıkan, sorunları dile getiren sadece biziz. Devletin hedefe koyduğu parti de biziz. CHP konuşmasın. Biz dillendirirken bir siyasal parti ayrımı yapmıyoruz. Yeri geliyor işçinin, işverenin, esnafın, çiftçinin, fındık üreticisinin, çay üreticisinin sesi oluyoruz. Siyasal iktidar buna tahammül edemiyor.
Son 15-20 gündür bütün baskılarla üzerimize geliyorlar. Sen ister radyonla, ister televizyonunla, ister gazetenle, ister ordunla gal milim geri adım atmayacağız.
'ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK 80 MİLYONUN ORTAK GÖREVİ'
- Kendi sınırlarımızda terör örgütü ve onun uzantılarına destek verilmesini asla ve asla kabul etmeyiz. Kendi sınırlarımızı, kendi ülkemizin güvenliğini sağlamak 80 milyonun ortak görevidir. Terör örgütlerine şu veya bu şekilde destek verilmesini asla kabul edemeyiz.
'ERDOĞAN'A ÇAĞRIMDIR: SENİ KEFENLE KARŞILAYAN ARKADAŞLARINI GÖNDER ÖNCE'
Afrin, El Bab gibi değildir. El Bab'da uluslararası uzlaşma vardı. El Bab'a gittik 72 şehidimiz var. Afrin'e girmek için bağırıp çağrıyorlar. Önce siz diplomasiyi sonuna kadar zorlayacaksınız. Gerek Akar'ın gerek Fidan'ın çabaları kayda değerdir. Yeri zamanı gelince eleştiririz, ama çabaları kayda değerdir. Hava desteği almadan girilecek bir Afrin büyük maliyetlere yol açar. Eğer hava desteği almadan oraya asker sokacaksanız Sayın Erdoğan'a çağrımdır, seni kefenle karşılayan arkadaşlarını önce oraya göndereceksin. Bu milletin fakir fukara çocuğunu oraya gönderme. Diplomasi sonuna kadar zorlanırsa, hava desteği de sağlanırsa sorun büyük ölçüde aşılabilir.
'BİZ SEÇİLMİŞLERİN PARTİSİYİZ'
Önümüzde bir kurultay var. Genel başkan adayları çıktı diye bir kısım medya CHP'de huzursuzluk. Ne huzursuzluğu, ne gürültüsü. Genel başkan adayı elbette çıkabilir. Çıkmıyorsa bu seçimi niye yapıyoruz? CHP atanmışların görev yaptığı bir parti değildir. Seçilmişlerin görev yaptığı bir partidir. Sen atama ile getirirsin, biz seçimle getiririz. Bu ülkeye demokrasi getiren partiyiz biz. Kalem sahibi olan arkadaşlara söylüyorum. Biz seçilmişlerin partisiyiz. Elbette genel başkan adayları olacaktır. Genel başkan, yeni genel başkan adaylarını yetiştirecektir, önlerini açacaktır. Her parti bize imrenmeli.