“Adeta dünyanın ekonomik ve siyasi karkası değişiyor. Küresel sistem tartışmaları tüm ülkelerdeki karar vericileri derinden etkiliyor. Liberal demokratik düzenin eşitlik ve adalet getirmediği, sadece batının emperyalist politikalarına hizmet ettiği iddiaları birçok ülkede güç kazanıyor. Dünyanın ağırlık merkezi batıdan doğuya doğru kayıyor. Bu sadece ekonomik güç açısından değil, siyasi ve askeri güç açısından, hatta kültürel açıdan da geçerli. Kültür ve inanç sistemleri olarak batının hegemonyası zayıflıyor, doğunun değerleri giderek yükseliyor.”
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD 48. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda konuşuyor. #TÜSİADGenelKurulu pic.twitter.com/Z9wPGXK1dK
— TÜSİAD (@TUSIAD) 18 Ocak 2018
Özilhan, son bir yıl içinde büyüme sağlamış ülkelerin pek azında liberal ekonominin hakim olduğunu ve Çin’in devlet güdümündeki ekonomilerin, bir gün mutlaka çökeceği inancını yerle bir ettiğini belirterek şöyle devam etti:
“Liberal demokrasi, hukuk devleti ve piyasa ekonomisinin tüm dünyaya barış ve refah getireceği beklentisinin boş çıktığını itiraf etmek durumundayız. Dünyanın ekonomik ve siyasi güç dengelerinin yeniden oluştuğu, adeta tektonik değişimlerin yaşandığı bu çağda, değişimin hızına ayak uydurabilmek için ülkelerin hızlı ve etkin karar alması gerekiyor. Değişime uyum sağlamak ve değişimin geniş kitleleri etkileyen sonuçlarıyla başa çıkmak için birçok ülkede, güçlü liderler dönemine girildiğini görüyoruz.”
Konuşmasının burasında “Peki bu durum liberal değerleri anlamsızlaştırıyor mu?” diye soran Özilhan sorunun yanıtını şöyle verdi:
“Eğer uzun dönem eğilimleri açısından bakıyorsak, ki sadece kendi çıkarımızı değil çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini düşündüğümüzde mutlaka uzun dönemli bakmamız gerekiyor. Çoğulcu, özgürlükçü, demokratik rejimler dünyada refah ve barışı sağlamakta açık ara önde.”