Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD), 48. Olağan Genel Kurulu'nda cinsiyet ayrımı adına önemli bir adım atıldı. Buna göre derneğin adı bundan sonra Türk Sanayici ve İşinsanları Derneği olarak değiştirildi.
Bu toplantıda konuşan Erol Bilecik, özetle şunları söyledi:
"Şimdi Türkiye için toplumsal dayanışma içerisinde olmanın ve vakit kaybetmeden geleceğe bakmanın zamanıdır. Burada önemli olan şudur: 'Herkesişn fikirleri bir amaç uğrunda bir araya getirebilirsiniz.' Bugün, Türkiye için toplumsal özgürlük, çoğulculuk ve dayanışma içinde ilerleme zamanıdır.
'REFORM GÜNDEMİNE DÖNÜLMELİ'
Uluslararası ilişkilerde haklı olduğumuz veya müttefiklerimizle farklı tutumlarımız olan birçok konu olabilir. Tarihin bize çok net olarak verdiği dersler ispat ediyor ki Türkiye'yi dünya siyaseti ve ekonomisinde etkili kılan en büyük güç kaynakları her zaman demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ve özgürlükler olmuştur. Bu nedenle acilen olağan demokrasi ortamı ve reform gündemine dönmemiz doğru olur. Devlet geleneğimizin dikkatli diplomatik üslubu da bu yönelimi desteklemelidir. Kavga kavgayı, barış barışı doğurur.
Demokrasi altın kadar kıymetlidir ama demokrasinin çeyreği de yarımı da olmaz.
'OHAL SONLANMALI, BİR DAHA TEKRARLANMAMALI'
Türkiye'nin hem dünyada hak ettiği saygın konumu koruyabilmesi hem de gelişmesi, kalkınması için yakın tarihin hepimizi sarsan bu travmalarından kurtulup hızla normalleşmeye başlaması gerekir. Bu nedenle atılması gereken ilk adımın, daha öncede başka vesilelerle gündeme getirdiğimiz OHAL'in sonlanması ve bir daha tekrarlanmaması olduğuna inanıyorum. Hain terör odaklarına en etkin güvenlik önlemleriyle darbe vururken, yasama, yürütme ve yargımızı en ileri demokratik standartlara taşımak için her zaman şüphesiz devletimizin yanında olacağız ve fazlasıyla destek vermeye devam edeceğiz.
'TÜRKİYE'NİN ÇEKİM GÜCÜNDE AB İLE UYUM BELİRLEYİCİ ETKENDİR'
Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin hukuksal temelini üyelik süreci oluşturur. Asya'dan Amerika'ya tüm dünya ekonomik aktörleri için Türkiye'nin çekim gücünde, AB ile mevzuat uyumu ve üyelik sürecinin güvencesi belirleyici etkenlerdir. AB ile müzakereler fiili ilerlemese de, süreç resmen kopmamalı, tam üyelik perspektifi korunmalı; daha olumlu siyasal koşullar oluşana kadar Gümrük Birliği, güvenlik ve enerji gibi somut alanlarda entegrasyon devam etmelidir."