Türk yetkililer, Türkiye'ye sığınmacı mutabakatı çerçevesinde Türkiye'ye aktarılması için söz verdiği 3 milyar euro aktarılmadığından dolayı AB'yi eleştiriyordu.
Berger, "2016'da söz verdiğimiz 3 milyar euro'yu dün imzaladığımız son kontratla sözleşmeye bağlamış olduk. AB, Suriyeli mültecilere sağlamış olduğu geniş kapsamlı program kapsamında Türkiye'de Suriyeli mültecilere destek sağlıyor. 3 milyar euro bu şekilde buraya aktarılmış oldu" dedi.
AB'nin Lübnan, Ürdün gibi sığınmacı ağırlayan diğer ülkelere ve mülteci hattı üzerindeki ülkelere destek sağlamayı sürdürdüğünü belirten Berger, "Türkiye burada önemli ve özel bir yükümlülüğü var. En önemli yükü burada Türkiye omuzlamış durumda. Tabii sadece Suriyeli mülteciler bulunmuyor Suriye'de. Burada Afganistan, Somali gibi farklı ülkelerden gelen mülteciler var. Bu, AB'nin sağladığı şimdiye kadar benzeri olmayan bir destek. Bu daha önce eşi benzeri görülmüş bir destek değil. Burada hem hükümet hem sivil toplum hem de toplumun tüm üyeleri bu mültecileri kalpten kollarını açarak karşılıyorlar. Burada Türk mercilerine de özellikle teşekkür etmek istiyorum. Başta Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Göç İdaresi olmak üzere bu desteği vermemize yardımcı olan tüm kuruluşlara teşekkür ediyorum. Mülteci krizinde en büyük yükle karşı karşıya olan valilere de teşekkür ederiz" diye konuştu.
Türkiye'deki sığınmacılara mali destek programının çok geniş kapsamlı ve etkin bir program olduğunu, bu çerçevede 72 proje belirlendiğini anlatan Berger, "Bu projeleri hükümet, farklı bakanlıklar, Birleşmiş Milletler'in (BM) ilgili kurumları ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle yürütüyoruz" dedi.
Sığınmacılara mali destek programının iki bileşeninin olduğunu kaydeden Berger, insani ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bileşen için 1.4 milyar euro ayrıldığını belirterek "Buna nakit transferleri, gıda yardımları, kıyafet ve tüm diğer yardım unsurları ve sağlıkla ilgili destekler dahil olmuş oluyor" dedi.
Sığınmacıların insani ihtiyaçlarının karşılanması için öne çıkan iki proje olduğunu, bunlardan birincisinin sığınmacılara nakit destek sağlayan Kızılay kart olduğunu aktaran Berger, bu kapsamda toplam 1.3 milyon sığınmacıya 1 milyar euro sağlandığını belirtti.
Sığınmacılara yönelik sağlık harcamalarıyla ilgili 400 milyon euro tutarında bir program sürdürüldüğünü de aktaran Berger, bu kapsamda Kilis ve Hatay'da iki hastane inşa edileceğini belirtti.
'TÜRKİYE'DEN AB ÜLKELERİNE YERLEŞTİRİLEN SIĞINMACI SAYISI 11500'E ULAŞACAK'
Türkiye ile Yunanistan arasında devam eden sığınmacı takası anlaşması konusunda da bilgi veren Berger, bu yıl sonunda Türkiye üzerinde Yunanistan'a yasadışı bir şekilde geçen ve Türkiye'ye iade edilecek sığınmacı sayısının 1500'e ulaşacağını, Türkiye'den AB ülkelerine yerleştirilen sığınmacı sayısının ise 11500'e ulaşacağını belirtti.
Berger, "Bütün bunlar hem Türk hükümeti, hem Türk halkı hem de sivil toplum örgütleriyle yakın işbirliğimizin sonucu" diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Berger, AB'nin Türkiye'ye sığınmacılar için sağlamayı vaat ettiği ikinci 3 milyar euro'luk tutarın ne zaman sağlanacağı konusunda ise "3 milyar euro'luk tutar sözleşmeye bağlandı, artık bundan sonraki aşamayı tartışmaya başlayacağız. Başlangıçta acil durum yardımı için kaynak harcandı. Şu anda tüm üye devletlerle bundan sonraki aşamada neler yapılacağıyla ilgili konuları tartışacağımız aşamadayız" dedi.
'KHK'LAR KONUSUNDA YORUMDA BULUNMAK İSTEMİYORUM'
Berger, haftasonu çıkan ve tartışma yaratan Kanun Hükmündeki Kararnamelerde yer alan anayasal suçlar ve terör suçlarından yargılanan tutuklu ve hükümlülere tek tip elbise ve 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi ve devamındaki terör olaylarını bastırmada yer alan sivillerin yargılanmamasını öngören maddeleri AB'nin nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine "Bütün bunlar üzerinde bir tartışma devam ettiğini görüyoruz. Bunlar ilerleme raporlarına nasıl yansır, nasıl değerlendirilir şu aşamada bununla ilgili bir değerlendirmede bulunmak istemiyorum" dedi.
Berger, bir gazetecinin Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in 'Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni modelleri düşünmeliyiz' sözlerini anımsatarak "Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisini içeren yeni bir imtiyazlı ortaklık gündeme gelebilir mi?" sorusunu yanıtlarken "AB Delegasyonu olarak bizim için Türkiye AB'ye aday ülke olmaya devam ediyor. Gümrük Birliği ise Türkiye'nin adaylığından çok daha önce başlamış bir süreç. İki tarafın da isteğiyle Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gündeme geldi. AB Komisyonu'nun bu konuda görüşmeler için ilgili kurumlara görev vermesini bekliyoruz. Vize serbestisi ile ilgili yerine getirilmemiş kriterlerle ilgili Türk hükümetinden program bekliyoruz. Bu çerçevede onlardan bize bir bilgi geldiğinde değerlendireceğiz. Bunlardan hiçbirisi Türkiye'nin aday ülke olma sıfatını kaybettirecek şeyler değil" diye konuştu.
Berger, bugün basında yer alan 1 Ocak'ta AB dönem başkanlığını devralacak Bulgaristan'ın dönem başkanlığı programında Türkiye'ye yer verilmemesi konusundaki bir soru üzerine ise "Ben de bu programı görmedim ama biliyorum ki iki hafta sonra Bulgaristan başbakanı İstanbul'u ziyaret edecek ve cumhurbaşkanı ile görüşecek. Türkiye ve Bulgaristan yakın ilişkileri olan ülkeler. Henüz Bulgaristan'ın programı halka açık şekilde duyurulmadı. Bu nedenle bir yorumda bulunamayacağım" diye konuştu.