Söz konusu açıklamanın yarattığı gerginlik henüz geride kalmadan, Kurz bu kez de Türkiye ile AB arasında yürütülen müzakerelerin kesilmesi gerektiğini söyledi. Bild am Sonntag gazetesine verdiği röportajda Kurz, "AB'nin, Türkiye'de insan haklarının, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesine karşı hiç bir olmamış gibi seyirci kalmasını kabul edemeyeceğini" belirtti. Avusturya ve Türkiye arasında süren gerilimi AB Uzmanı Can Baydarol, Sputnik'e değerlendirdi. Baydarol'a göre gerek hükümet programında tepki çeken bu ifade gerekse hükümetin sembolik Türkiye ve İslam karşıtı hamlesi, iki ülke arasında daha büyük gerginliklere yol açacak gibi görünüyor.
Baydarol "Avrupa'nın her yanında aşırı sağın yükselmesi var. Bunun da en büyük örneği Avusturya olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Avusturya'nın gücü tek başına Türkiye'yle müzakerelerin askıya almaya ve Türkiye'nin önünü kesmeye yetmez. Orada asıl gücün Almanya olduğunu düşünmek lazım. Almanya Türkiye'yle ilişkilerini geliştirmek istiyorsa, çok kısa vadede tam üyelik gözükmesi de Gümrük Birliği üyeliğinin güncellenmesi söz konusu olacaktır. Almanya da bu işi Türkiye'ye karşı organize etmeye çalıştı. Aralık zirvesinin önemli bir tarih olması bekleniyordu ama Macron'un devreye girmesiyle ve Türkiye'nin ‘gözden çıkarılamayacak bir ülke olduğunun' gündeme gelmesiyle Almanya bu işi beceremedi. Avusturya'nın da böyle bir şeye gücünün yeteceğini düşünmüyorum. Ama tabii, bunlar hoş sinyaller değil; aşırı sağın yükselmesi 21'nci yüzyılda yeni bir faşizm dalgasını ortaya çıkarıyor" dedi.
‘SEÇİMLER ÖNCESİ TÜRKİYE'DEN DE AŞIRI MİLLİYETÇİ SÖYLEMLER ÇIKACAKTIR'
Türkiye'nin tavrının daha da sertleşmesinin muhtemel olduğuna işaret eden Baydarol "Türkiye'de de Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiliyor. Bu süreçte, Türkiye'den de aşırı milliyetçi söylemler çıkması mümkün. Bu karşılıklı demeç savaşları liderlere oy kazandırsa da iki tarafın da zararına oluyor. Almanya'da bu hale gelmemizin de tarafların birbirine karşıtlık üzerinden yürüttüğü politikaların etkisi büyük. Tarafların karşılıklı olarak popülist çizgide seçmenlerin kulağına hoş gelse de kimsenin faydasına olmayan hareketler" ifadelerini kullandı.
Gerginliğin azalmasının ancak diplomasiye fırsat verilmesinden geçeceğini dile getiren Baydarol "Liderlerin nefes alması ve diplomasiye şans tanıması lazım. Ancak ben içinde bulunduğumuz ortamda diplomasiye de çok fazla şans kaldığını düşünmüyorum" diye ekledi.